Mürselât Sûresi
< 579 >
29. Cüz
Ve O'nun için geceleyin secde et ve O'na uzunca gecede tesbihte bulun. ﴾26﴿ Şüphe yok ki onlar, peşin olanı severler ve önlerindeki pek ağır bir günü bırakırlar. ﴾27﴿ Biz onları yarattık ve mafsallarını Biz muhkem bağladık ve dilediğimiz vakitte onları emsalleriyle tebdîl ederiz. ﴾28﴿ Şüphe yok ki, işte bu, bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine bir yol tutar. ﴾29﴿ Ve siz dileyemezsiniz, meğer ki, Allah dileyecek olsun. Şüphe yok ki bihakkın bilen, hakîm olan, ancak Allah'tır. ﴾30﴿ Dilediğini rahmetine sokar, zalimlere (gelince) onlar için elem verici bir azab hazırlamıştır. ﴾31﴿
Mürselât Sûresi
Andolsun, marûf ile gönderilmişlere. ﴾1﴿ Ve pek sür'atle esmekle esenlere. ﴾2﴿ Ve yaymakla yayıverenlere. ﴾3﴿ Sonra ayrılmakla ayıranlara. ﴾4﴿ Sonra bir öğüt bırakanlara. ﴾5﴿ Özür dilemek veya korkutmak için. ﴾6﴿ Şüphe yok ki vaad olunduğunuz şey, elbette vukû bulacaktır. ﴾7﴿ Artık o zaman ki, yıldızların ziyaları gider. ﴾8﴿ Ve o vakit ki, gök yarılır. ﴾9﴿ Ve o an ki, dağlar dağılıverir. ﴾10﴿ Ve o zaman ki, peygamberlere mahdut bir müddet verilmiş olur. ﴾11﴿ Hangi vakti tâcil olundu? ﴾12﴿ Ayırma gününe (tecil edildi). ﴾13﴿ O ayırma gününün ne olduğunu sana ne bildirdi? ﴾14﴿ O gün vay haline yalanlayanların. ﴾15﴿ Evvelkileri helâk etmedik mi? ﴾16﴿ Sonra arkadakilerini onlara tâbi kılarız. ﴾17﴿ İşte günahkârlara böyle yaparız. ﴾18﴿ O gün vay haline yalanlayanların. ﴾19﴿
سُورَةُ الْمُرْسَلَاتِ
< ٥٧٩ >
الجزء٢٩
وَمِنَ الَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلًا طَو۪يلًا ﴿٢٦﴾ اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَٓاءَهُمْ يَوْمًا ثَق۪يلًا ﴿٢٧﴾ نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَٓا اَسْرَهُمْۚ وَاِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَٓا اَمْثَالَهُمْ تَبْد۪يلًا ﴿٢٨﴾ اِنَّ هٰذِه۪ تَذْكِرَةٌۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ سَب۪يلًا ﴿٢٩﴾ وَمَا تَشَٓاؤُ۫نَ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَل۪يمًا حَك۪يمًاۗ ﴿٣٠﴾ يُدْخِلُ مَنْ يَشَٓاءُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ۜ وَالظَّالِم۪ينَ اَعَدَّ لَهُمْ عَذَابًا اَل۪يمًا ﴿٣١﴾
سُورَةُ الْمُرْسَلَاتِ
وَالْمُرْسَلَاتِ عُرْفًاۙ ﴿١﴾ فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًاۙ ﴿٢﴾ وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًاۙ ﴿٣﴾ فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًاۙ ﴿٤﴾ فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًاۙ ﴿٥﴾ عُذْرًا اَوْ نُذْرًاۙ ﴿٦﴾ اِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌۜ ﴿٧﴾ فَاِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْۙ ﴿٨﴾ وَاِذَا السَّمَٓاءُ فُرِجَتْۙ ﴿٩﴾ وَاِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْۙ ﴿١٠﴾ وَاِذَا الرُّسُلُ اُقِّتَتْۜ ﴿١١﴾ لِاَيِّ يَوْمٍ اُجِّلَتْۜ ﴿١٢﴾ لِيَوْمِ الْفَصْلِۚ ﴿١٣﴾ وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِۜ ﴿١٤﴾ وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ ﴿١٥﴾ اَلَمْ نُهْلِكِ الْاَوَّل۪ينَۜ ﴿١٦﴾ ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْاٰخِر۪ينَ ﴿١٧﴾ كَذٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِم۪ينَ ﴿١٨﴾ وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَ ﴿١٩﴾

Önceki Sonraki


logo