Bugün burada onu koruyacak candan bir dostu yoktur. ﴾35﴿
Cehennemliklerin yaralarından akan irinden başka bir yiyeceği de. ﴾36﴿
Onu da ancak küfür ve şirk gibi en büyük günahları işleyenler yer. ﴾37﴿
Yok, yok! Yemin ederim gördüğünüz her şeye, ﴾38﴿
Ve göremediğiniz her şeye ki: ﴾39﴿
Bu Kur’an, çok şerefli bir elçinin getirdiği sözdür. ﴾40﴿
O, bir şâir sözü değildir. Fakat ne de az inanıyorsunuz? ﴾41﴿
O, bir kâhin sözü de değildir. Fakat ne de az düşünüp ders alıyorsunuz? ﴾42﴿
O, Âlemlerin Rabbinden bölüm bölüm inmekte olan bir kitaptır. ﴾43﴿
Eğer o Peygamber, bizim adımıza bir takım sözler uydursaydı, ﴾44﴿
Elbette onu kıskıvrak yakalar, ﴾45﴿
Sonra da onun can damarını koparırdık! ﴾46﴿
İçinizde hiç kimse de buna mâni olamazdı. ﴾47﴿
Şüphesiz bu Kur’an, Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakınanlar için bir öğüttür. ﴾48﴿
İçinizde onu yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz. ﴾49﴿
Ama o, kâfirler için acı bir pişmanlık sebebi olacaktır. ﴾50﴿
Çünkü o, hakkında hiçbir şüphe olmayan kesin gerçeğin tâ kendisidir. ﴾51﴿
Öyleyse sen de sonsuz büyüklük sahibi Rabbinin ismini her türlü kusurdan ve ortaktan pak ve temiz tut! ﴾52﴿
Meâric Sûresi
Birisi kalkıp gerçekleşeceği kesin olan bir azabın hemen gelmesini istedi. ﴾1﴿
Kâfirler için bir azap ki, geldiğinde onu önleyecek hiçbir güç yoktur. ﴾2﴿
Çünkü o, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah’tandır. ﴾3﴿
Melekler ve Ruh, miktarı dünya senesiyle elli bin yıl uzunluğundaki bir günde O’na yükselirler. ﴾4﴿
Öyleyse sen, güzel bir şekilde sabret! ﴾5﴿
Doğrusu onlar, kıyâmeti ve cezayı uzak görüyorlar. ﴾6﴿
Ama biz onu gerçekleşmesi kesin ve pek yakın görüyoruz. ﴾7﴿
O gün gök erimiş maden gibi olur. ﴾8﴿
Dağlar da atılmış rengârenk yüne döner. ﴾9﴿
Öyle ki, o günün dehşetinden dost dostun hâlini sormaz. ﴾10﴿
Meâric Sûresi
فَلَيْسَ لَهُ الْيَوْمَ هٰهُنَا حَم۪يمٌۙ ﴿٣٥﴾
وَلَا طَعَامٌ اِلَّا مِنْ غِسْل۪ينٍۙ ﴿٣٦﴾
لَا يَأْكُلُهُٓ اِلَّا الْخَاطِؤُ۫نَ۟ ﴿٣٧﴾
فَلَٓا اُقْسِمُ بِمَا تُبْصِرُونَۙ ﴿٣٨﴾
وَمَا لَا تُبْصِرُونَۙ ﴿٣٩﴾
اِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَر۪يمٍۚ ﴿٤٠﴾
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍۜ قَل۪يلًا مَا تُؤْمِنُونَۙ ﴿٤١﴾
وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍۜ قَل۪يلًا مَا تَذَكَّرُونَۜ ﴿٤٢﴾
تَنْز۪يلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿٤٣﴾
وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْاَقَاو۪يلِۙ ﴿٤٤﴾
لَاَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَم۪ينِۙ ﴿٤٥﴾
ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَت۪ينَۘ ﴿٤٦﴾
فَمَا مِنْكُمْ مِنْ اَحَدٍ عَنْهُ حَاجِز۪ينَ ﴿٤٧﴾
وَاِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِلْمُتَّق۪ينَ ﴿٤٨﴾
وَاِنَّا لَنَعْلَمُ اَنَّ مِنْكُمْ مُكَذِّب۪ينَ ﴿٤٩﴾
وَاِنَّهُ لَحَسْرَةٌ عَلَى الْكَافِر۪ينَ ﴿٥٠﴾
وَاِنَّهُ لَحَقُّ الْيَق۪ينِ ﴿٥١﴾
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظ۪يمِ ﴿٥٢﴾
سُورَةُ الْمَعَارِجِ
سَاَلَ سَٓائِلٌ بِعَذَابٍ وَاقِعٍۙ ﴿١﴾
لِلْكَافِر۪ينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌۙ ﴿٢﴾
مِنَ اللّٰهِ ذِي الْمَعَارِجِۜ ﴿٣﴾
تَعْرُجُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ اِلَيْهِ ف۪ي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْس۪ينَ اَلْفَ سَنَةٍۚ ﴿٤﴾
فَاصْبِرْ صَبْرًا جَم۪يلًا ﴿٥﴾
اِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَع۪يدًاۙ ﴿٦﴾
وَنَرٰيهُ قَر۪يبًاۜ ﴿٧﴾
يَوْمَ تَكُونُ السَّمَٓاءُ كَالْمُهْلِۙ ﴿٨﴾
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِۙ ﴿٩﴾
وَلَا يَسْـَٔلُ حَم۪يمٌ حَم۪يمًاۚ ﴿١٠﴾
سُورَةُ الْمَعَارِجِ
