Firavun, ondan önceki daha pek çok topluluk ve Lût kavminin yaşadığı altüst edilip yerin dibine geçirilen şehirlerin halkları da hep o affedilmez şirk günahını işlediler. ﴾9﴿
Üstelik Rablerinin elçisine karşı geldiler; Allah da onları şiddetli bir azapla yakalayıverdi. ﴾10﴿
Nûh tûfanında sular coşup taştığında sizin varlığınıza sebep olan atalarınızı sular üzerinde akıp giden gemide biz taşıdık. ﴾11﴿
Bunu size bir ibret ve öğüt yapalım; dinlemeye açık kulaklar da onu iyice dinleyip bellesin diye. ﴾12﴿
Artık sûra şiddetli bir üfleyişle üflendiğinde, ﴾13﴿
Yer ve dağlar yerlerinden kaldırılıp, birbirine tek çarpışla çarpılarak paramparça edildiğinde, ﴾14﴿
İşte o gün olacak olur; kaçınılması ve engellenmesi mümkün olmayan kıyâmet kopar. ﴾15﴿
Gök yarılıp parçalanır; artık o gün pek zayıf ve çürük hâle gelir. ﴾16﴿
Melekler de göğün etrafında bulunurlar. Rabbinin arşını o gün, başlarının üstünde sekiz melek yüklenir. ﴾17﴿
O gün yargılanmak üzere Allah’ın huzuruna sunulursunuz; amellerinizden ve sırlarınızdan hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz! ﴾18﴿
Amel defteri sağ tarafından verilen kişi sevinerek şöyle der: “Alın, okuyun kitabımı!” ﴾19﴿
“Zâten ben, bir gün hesâba çekileceğime kesin olarak inanmıştım.” ﴾20﴿
Artık o hoşnut olacağı bir hayat içindedir. ﴾21﴿
Çok yüce, pek muhteşem bir cennettedir. ﴾22﴿
Salkım salkım meyveleri eliyle koparabileceği mesafededir. ﴾23﴿
“Geçmiş günlerinizde yaptığınız güzel amellere karşılık âfiyetle yiyin, için.” ﴾24﴿
Kitabı sol tarafından verilen ise şöyle der: “Keşke bana kitabım hiç verilmeseydi!” ﴾25﴿
“Keşke hesâbımın ne olduğunu öğrenmeseydim!” ﴾26﴿
“Ah, keşke ölüm her şeyi bitirmiş olsaydı!” ﴾27﴿
“Malım bana hiçbir fayda vermedi!” ﴾28﴿
“Bütün gücüm, saltanatım yok olup gitti!” ﴾29﴿
Zebânîlere denir ki: “Tutun onu, bağlayın, kelepçeleyin!” ﴾30﴿
“Sonra da onu, yanıp kavrulması için kızgın alevli cehenneme sallayın!” ﴾31﴿
“Ardından da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincire vurun!” ﴾32﴿
Çünkü o, sonsuz büyüklük sahibi Allah’a inanmazdı. ﴾33﴿
Yoksulu doyurmaya önayak olmazdı. ﴾34﴿