Ancak Rabbinin merhameti sebebiyle böyle yapmadık. Doğrusu O’nun senin üzerindeki lutf u keremi çok büyüktür.﴾87﴿De ki: “Bütün insanlar ve cinler şu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler ve bu hususta güçlerini birleştirip birbirlerine yardımcı da olsalar, imkânı yok, asla onun bir benzerini getiremezler.﴾88﴿Yemin olsun ki biz bu Kur’an’da her konuyu çeşitli üslup ve misallerle tekrar tekrar açıkladık. Ne var ki, insanların çoğu yine de inkârda ayak dirediler.﴾89﴿Kâfirler şöyle dediler: “Bize şu kupkuru yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana asla iman etmeyiz.”﴾90﴿“Veya inanmamız için senin hurma bahçelerin ve üzüm bağların olmalı, bunlar arasından gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.”﴾91﴿“Yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşürmelisin. Ya da Allah ve meleklerini karşımıza getirmelisin, onlar da senin doğruluğuna şâhitlik etmelidir.”﴾92﴿“Yahut da altundan yapılmış bir evin olmalı veya göğe çıkmalısın; fakat bize okuyabileceğimiz bir kitap getirmedikçe senin göğe çıktığına da inanmayız haa!” Rasûlüm! De ki: “Ey bütün noksan sıfatlardan pak ve uzak olan Rabbim! Bunlar ne biçim sözler! Ben nihâyet peygamber olarak gönderilmiş bir insandan başka neyim ki?”﴾93﴿Kendilerine doğru yolu gösteren rehber geldiğinde insanları ona imandan alıkoyan tek sebep, “Allah başkasını bulamadı da bir insanı mı peygamber gönderdi?” demeleri olmuştur.﴾94﴿Onlara şöyle de: “Eğer yeryüzünde yerleşen, gezip dolaşanlar meleklerden ibaret olsaydı, elbette biz de onlara elçi olarak gökten bir melek gönderirdik.”﴾95﴿De ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarının durumunu çok iyi bilir ve her şeyi görür.”﴾96﴿