“Ey kavmim! Bana olan düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hud kavminin yahut Salih'in kavminin başına gelenler gibi bir felâketi sizin başınıza getirmesin. Lût kavmi de sizden pek uzakta değildir.﴾89﴿“Rabbinizden af dileyin ve günahlarınızdan tevbe ederek Ona dönün. Çünkü Rabbim çok merhamet edicidir ve kullarını çok sever.”﴾90﴿Dediler ki: “Şuayb, senin söylediklerinden fazla birşey anlamıyoruz. Zaten biz seni aramızda güçsüz görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni taşlardık. Yoksa bizim gözümüzde sen öyle değerli biri değilsin.”﴾91﴿Şuayb “Ey kavmim,” dedi. “Benim kabilem sizin için Allah'tan daha mı değerli ki Onun buyruklarına kulak asmıyorsunuz? Halbuki Rabbim sizin bütün yaptıklarınızı kuşatmıştır.﴾92﴿“Ey kavmim, elinizden geleni yapın; ben de yapacağım. Rezil eden bir azabın kime geleceğini de, yalancının kim olduğunu da yakında görürsünüz. Siz o günü gözleyedurun; sizinle beraber ben de gözlüyorum.”﴾93﴿Emrimiz geldiğinde, Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç ses yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar.﴾94﴿Sanki onlar orada hiç yaşamamışlardı. İşte, bakın, Medyen de Semud gibi yok olup gitti.﴾95﴿Biz Musa'yı da âyetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.﴾96﴿Onu Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine göndermiştik; ama onlar Firavun'un sözünü tuttular. Oysa Firavun'un sözü, kimseyi doğru yola çıkarmıyordu.﴾97﴿