Şuarâ Sûresi
< 366 >
19. Cüz
Şuarâ Sûresi
Tâ sîn mîm. ﴾1﴿ Bunlar, apaçık kitabın âyetleridir. ﴾2﴿ Onlar iman etmiyor diye, neredeyse kendini tüketeceksin. ﴾3﴿ Eğer dileseydik, onlara gökyüzünden bir âyet indirirdik de ister istemez ona boyun eğerlerdi. ﴾4﴿ Fakat onlara ne zaman Rahmân'dan yeni bir öğüt gelecek olsa, yüz çevirirler. ﴾5﴿ İşte yine yalanladılar. Ancak alaya aldıkları şeyin haberi yakında onlara ulaşacaktır. ﴾6﴿ Onlar yeryüzüne bakmadılar mı, Biz onda her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirmişiz? ﴾7﴿ İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez. ﴾8﴿ Rabbin ise hem Azizdir, hem Rahîm. ﴾9﴿ Hani Rabbin Musa'ya seslenmişti, “O zalimler güruhuna git,” diye. ﴾10﴿ “Firavun hanedanına git. Onlar hâlâ sakınmayacaklar mı?” ﴾11﴿ Musa “Ey Rabbim,” dedi. “Beni yalanlamalarından korkuyorum. ﴾12﴿ “Göğsüm daralır, dilim tutulur. Onun için Harun'a da peygamberlik ver. ﴾13﴿ “Hem onların gözünde suçluyum; beni öldürmelerinden korkarım.” ﴾14﴿ Allah buyurdu ki: Asla! İkiniz de âyetlerimizle gidin. Biz sizinle beraberiz ve herşeyi işitmekteyiz. ﴾15﴿ Firavun'a gidin ve deyin ki: “Biz Âlemlerin Rabbinin elçisiyiz. ﴾16﴿ “İsrailoğullarını bizimle göndermen için geldik.” ﴾17﴿ Firavun “Daha çocukken seni aramızda büyütmedik mi?” dedi. “Sonra da içimizde yıllarca yaşadın. ﴾18﴿ “Ondan sonra da yapacağını yaptın. Sen nankörün birisin.” ﴾19﴿
سُورَةُ الشُّعَرَاءِ
< ٣٦٦ >
الجزء١٩
سُورَةُ الشُّعَرَاءِ
طٰسٓمٓۜ ﴿١﴾ تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْمُب۪ينِ ﴿٢﴾ لَعَلَّكَ بَاخِعٌ نَفْسَكَ اَلَّا يَكُونُوا مُؤْمِن۪ينَ ﴿٣﴾ اِنْ نَشَأْ نُنَزِّلْ عَلَيْهِمْ مِنَ السَّمَٓاءِ اٰيَةً فَظَلَّتْ اَعْنَاقُهُمْ لَهَا خَاضِع۪ينَ ﴿٤﴾ وَمَا يَأْت۪يهِمْ مِنْ ذِكْرٍ مِنَ الرَّحْمٰنِ مُحْدَثٍ اِلَّا كَانُوا عَنْهُ مُعْرِض۪ينَ ﴿٥﴾ فَقَدْ كَذَّبُوا فَسَيَأْت۪يهِمْ اَنْبٰٓؤُ۬ا مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ ﴿٦﴾ اَوَلَمْ يَرَوْا اِلَى الْاَرْضِ كَمْ اَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَر۪يمٍ ﴿٧﴾ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةًۜ وَمَا كَانَ اَكْثَرُهُمْ مُؤْمِن۪ينَ ﴿٨﴾ وَاِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَز۪يزُ الرَّح۪يمُ۟ ﴿٩﴾ وَاِذْ نَادٰى رَبُّكَ مُوسٰٓى اَنِ ائْتِ الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَۙ ﴿١٠﴾ قَوْمَ فِرْعَوْنَۜ اَلَا يَتَّقُونَ ﴿١١﴾ قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اَنْ يُكَذِّبُونِۜ ﴿١٢﴾ وَيَض۪يقُ صَدْر۪ي وَلَا يَنْطَلِقُ لِسَان۪ي فَاَرْسِلْ اِلٰى هٰرُونَ ﴿١٣﴾ وَلَهُمْ عَلَيَّ ذَنْبٌ فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِۚ ﴿١٤﴾ قَالَ كَلَّاۚ فَاذْهَبَا بِاٰيَاتِنَٓا اِنَّا مَعَكُمْ مُسْتَمِعُونَ ﴿١٥﴾ فَأْتِيَا فِرْعَوْنَ فَقُولَٓا اِنَّا رَسُولُ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ ﴿١٦﴾ اَنْ اَرْسِلْ مَعَنَا بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَۜ ﴿١٧﴾ قَالَ اَلَمْ نُرَبِّكَ ف۪ينَا وَل۪يدًا وَلَبِثْتَ ف۪ينَا مِنْ عُمُرِكَ سِن۪ينَ ﴿١٨﴾ وَفَعَلْتَ فَعْلَتَكَ الَّت۪ي فَعَلْتَ وَاَنْتَ مِنَ الْكَافِر۪ينَ ﴿١٩﴾

Önceki Sonraki


logo