Ey peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla savaş. Karşılarında çetin ol. Onların yurdu cehennemdir. O, ne kötü bir dönüş yeridir! ﴾73﴿
(Münafıklar, o kötü sözü) söylemediklerine (dâir) Allaha yemîn ediyorlar. Andolsun, o küfür kelimesini söylemişlerdir. Onlar müslümanlıklarından sonra yine kâfir oldular. Başaramadıkları bir şey'e (cinayete) de yeltendiler onlar. Halbuki (peygambere ve mü'minlere karşı kîn besleyib) intikaam olmıya yeltenmeleri için Allah ile peygamberinin lütf-ü inayeti İle onları zenginleşdirmiş olduğundan başka (meydanda bir sebeb) de yokdu. Eğer (nifakdan) tevbe ederlerse onlar için hayırlı olur. Eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyâda da, âhiretde de pek acıklı bir azaba uğratır, yer yüzünde onlar için ne bir yâr, ne bir mededkâr da yokdur artık. ﴾74﴿
İçlerinden kimi de Allaha (şöyle) ahdetmişdi: «eğer bize lütf-ü, kereminden ihsan ederse, andolsun, zekâtını vereceğiz, muhakkak saalihlerden olacağız». ﴾75﴿
Allah, kendilerine fazl-ü inayetinden verince de onunla cimrilik edib (tâat-i ilâhiyyeye) arka çevirdiler. Onlar öyle dönekdirler! ﴾76﴿
Nihayet, Allaha va'd etdiklerini tutmadıkları, yalan söyledikleri için O da (bu fiillerinin) akıbetini kalblerinde, kendisinin huzuruna çıkacakları güne kadar (sürecek), bir nifak yapdı. ﴾77﴿
(Münafıklar) halâ bitmediler mi ki Allah, şübhesiz onların içlerinde gizlediklerini de, fısıltılarını da biliyor ve muhakkak ki Allah, gayıbları çok iyi bilendir. ﴾78﴿
Sadakalarda (farz olan zekâtdan fazla olarak ve gönüllerinden koparak) bağışlarda bulunan mü'minlerle (bir türlü), güçlerinin yetebildiğinden başkasını bulamayan (fakîr) lerle (diğer türlü lâf atarak ve kaş göz oynatarak) eğlenenler (yok mu?) Allah onları maskaraya çevirmişdir. Onlar için pek acıklı bir azab vardır. ﴾79﴿