Rûm Sûresi
< 405 >
21. Cüz
Fakat inkâr edip âyetlerimizi ve âhirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azâb içinde hazır bulundurulacak olan kimselerdir. ﴾16﴿ Öyle ise, akşama girdiğinizde ve sabaha girdiğinizde Allah'ı tesbîh edin (akşam, yatsı ve sabah namazlarını kılın)! ﴾17﴿ Hâlbuki göklerde ve yerde hamd, O'na mahsustur. Akşama doğru ve öğlene girdiğiniz zaman da (Allah'ı tesbîh edin! İkindi ve öğle namazını kılın)! ﴾18﴿ (O,) ölüden diriyi çıkarır; diriden de ölüyü çıkarır; ve yeryüzünü ölümünden sonra diriltir. İşte (siz de kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız. ﴾19﴿ O'nun (kudretinin) delillerinden biri de, sizi (atanız Âdem'i) bir topraktan yaratmış olmasıdır; sonra siz, (yeryüzünde çoğalıp) yayılan insanlar oluverdiniz. ﴾20﴿ O'nun delillerinden biri de, kendilerine (meyledip) ülfet edesiniz diye kendi(cinsi)nizden size eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve bir şefkat kılmasıdır. Şübhesiz ki bunda, düşünecek olan bir kavim için nice deliller vardır. ﴾21﴿ O'nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması ve lisanlarınızın ve renklerinizin muhtelif olmasıdır. Muhakkak ki bunda, âlimler için kat'î deliller vardır. ﴾22﴿ O'nun delillerinden biri de, gece ve gündüzde, uyumanız ve O'nun fazlından(rızkınızı) aramanızdır. Şübhesiz ki bunda, işitecek olan bir kavim için elbette deliller vardır. ﴾23﴿ Hem O'nun delillerinden biridir ki, size korku ve ümid içinde şimşeği gösteriyor ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltiyor. Gerçekten bunda, akıl erdirecek olan bir kavim için kat'î deliller vardır. ﴾24﴿
سُورَةُ الرُّومِ
< ٤٠٥ >
الجزء٢١
وَاَمَّا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَلِقَٓائِ الْاٰخِرَةِ فَاُو۬لٰٓئِكَ فِي الْعَذَابِ مُحْضَرُونَ ﴿١٦﴾ فَسُبْحَانَ اللّٰهِ ح۪ينَ تُمْسُونَ وَح۪ينَ تُصْبِحُونَ ﴿١٧﴾ وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَعَشِيًّا وَح۪ينَ تُظْهِرُونَ ﴿١٨﴾ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَيُحْيِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۜ وَكَذٰلِكَ تُخْرَجُونَ۟ ﴿١٩﴾ وَمِنْ اٰيَاتِه۪ٓ اَنْ خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ اِذَٓا اَنْتُمْ بَشَرٌ تَنْتَشِرُونَ ﴿٢٠﴾ وَمِنْ اٰيَاتِه۪ٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٢١﴾ وَمِنْ اٰيَاتِه۪ خَلْقُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافُ اَلْسِنَتِكُمْ وَاَلْوَانِكُمْۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِلْعَالِم۪ينَ ﴿٢٢﴾ وَمِنْ اٰيَاتِه۪ مَنَامُكُمْ بِالَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَابْتِغَٓاؤُ۬كُمْ مِنْ فَضْلِه۪ۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَسْمَعُونَ ﴿٢٣﴾ وَمِنْ اٰيَاتِه۪ يُر۪يكُمُ الْبَرْقَ خَوْفًا وَطَمَعًا وَيُنَزِّلُ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَيُحْي۪ بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ ﴿٢٤﴾

Önceki Sonraki


logo