19,20,21. Körle, gören (kâfir ile mü'min); karanlıklarla, nûr (bâtıl ile hak); gölge ile sıcaklık (Cennet ile Cehennem) bir olmaz. ﴾19﴿
19,20,21. Körle, gören (kâfir ile mü'min); karanlıklarla, nûr (bâtıl ile hak); gölge ile sıcaklık (Cennet ile Cehennem) bir olmaz. ﴾20﴿
19,20,21. Körle, gören (kâfir ile mü'min); karanlıklarla, nûr (bâtıl ile hak); gölge ile sıcaklık (Cennet ile Cehennem) bir olmaz. ﴾21﴿
Dirilerle ölüler de bir olmaz. Şübhesiz ki Allah (Kur'ân'ın hakikatini hikmetine binâen) dilediği kimseye işittirir (de onlara hidâyet eder). Yoksa sen kabirlerde bulunanlara(ma'nen ölmüş olanlara) işittirecek bir kimse değilsin! ﴾22﴿
Sen sâdece bir korkutucusun. ﴾23﴿
Muhakkak ki biz seni, bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak hak ile gönderdik. Ve hiçbir ümmet yoktur ki, içlerinde bir korkutucu gelip geçmiş olmasın. ﴾24﴿
Bununla berâber seni yalanlıyorlarsa, (bil ki) şübhesiz onlardan öncekiler de yalanlamıştı. (Hâlbuki) peygamberleri onlara mu'cizeler, sayfalar ve nûr saçan kitab getirmişti. ﴾25﴿
Sonra inkâr edenleri yakalayıverdim; artık beni inkâr etmek nasıl imiş (gördüler)! ﴾26﴿
Görmedin mi, muhakkak ki Allah gökten bir su indirdi. Böylece onunla renkleri muhtelif mahsûller çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı, renkleri farklı ve simsiyah yollar(yaptık). ﴾27﴿
İnsanlardan, (yeryüzündeki) hareketli canlılardan ve sağmal hayvanlardan da böyle renkleri muhtelif olanlar vardır. Kulları içinde Allah'dan ancak âlimler korkar. Muhakkak kiAllah, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Gafûr (çok bağışlayan)dır. ﴾28﴿
Doğrusu Allah'ın kitâbını okuyanlar, namazı hakkıyla edâ edenler ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) gizlice ve açıkça sarf edenler aslâ zarar etmeyecek bir ticâret umarlar. ﴾29﴿
Tâ ki (Allah), onlara mükâfâtlarını tam olarak versin ve lütfundan onlara (daha da)arttırsın! Çünki O, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Şekûr (kullarının mükâfâtını fazlasıyla veren)dir. ﴾30﴿