(Cehennemin bekçileri:) “Size peygamberleriniz mu'cizeler getirmiyorlar mıydı?” derler. Onlar: “Evet (getiriyorlardı)!” derler. (Bunun üzerine bekçiler:) “Öyle ise (kendiniz)duâ edin!” derler. Hâlbuki kâfirlerin duâsı, ancak boşuna (yorulmak)tır. ﴾50﴿
Şübhesiz ki biz, peygamberlerimize ve îmân edenlere, hem dünya hayâtında, hem şâhidlerin (ameller için şâhidlik etmek üzere) ayağa kalkacakları o günde elbette yardım ederiz. ﴾51﴿
O gün zâlimlere, özür dilemeleri fayda vermez; artık onlar için lâ'net vardır ve yurdun kötüsü onlarındır. ﴾52﴿
53,54. Celâlim hakkı için, Mûsâ'ya hidâyeti verdik ve İsrâiloğullarına, akıl sâhibleri içinbir hidâyet ve bir nasîhat olmak üzere Kitâb'ı (Tevrât'ı) mîras bıraktık. ﴾53﴿
53,54. Celâlim hakkı için, Mûsâ'ya hidâyeti verdik ve İsrâiloğullarına, akıl sâhibleri içinbir hidâyet ve bir nasîhat olmak üzere Kitâb'ı (Tevrât'ı) mîras bıraktık. ﴾54﴿
(Habîbim, yâ Muhammed!) Artık sabret! Çünki Allah'ın va'di haktır; günâhının bağışlanmasını dile ve akşam ve sabah Rabbine hamd ile (O'nu) tesbîh et! ﴾55﴿
Şübhesiz o kimseler ki, kendilerine gelmiş bir delîl olmaksızın Allah'ın âyetleri hakkında mücâdele ederler. Onların sînelerinde, kendisine ulaşamayacakları bir kibirden (sana üstün gelme arzusundan) başka bir şey yoktur. (Sen) hemen Allah'a sığın! Çünki Semî'(herşeyi işiten), Basîr (hakkıyla gören) ancak O'dur. ﴾56﴿
Elbette göklerin ve yerin yaratılması insanların yaratılmasından daha büyüktür; fakat insanların çoğu bilmezler. ﴾57﴿
Kör ile gören; îmân edip sâlih ameller işleyenlerle kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az ibret alıyorsunuz! ﴾58﴿