Mü'min Sûresi
< 468 >
24. Cüz
O gün herkese ne kazandıysa onun karşılığı verilir. O gün kimseye haksızlık edilmez. Ve Allah hesapları pek çabuk görür. ﴾17﴿ Onları o yakın gün hakkında uyar ki, o vakit yürekler ağızlara gelir, yutkunur dururlar. Artık zalimler için ne bir candan dost bulunur, ne de sözü dinlenir bir şefaatçi. ﴾18﴿ O, gözlerin haince bakışını da bilir, gönüllerin sakladığını da. ﴾19﴿ Allah hak ile hükmeder. Onların Allah'tan başka yakardıkları ise hiçbir şeye hükmedemezler. Herşeyi işiten de, herşeyi gören de, hiç şüphe yok ki o Allah'tır. ﴾20﴿ Onlar yeryüzünde gezip de kendilerinden önce gelip geçmiş olanların sonlarının nasıl olduğuna bakmadılar mı? Oysa onlar kendilerinden daha güçlüydüler ve yeryüzünde daha çok eser bırakmışlardı. Fakat Allah onları günahlarıyla yakaladığında, kendilerini Allah'tan koruyacak kimseleri olmadı. ﴾21﴿ Çünkü peygamberleri onlara apaçık deliller getirmiş; onlar ise inkâr etmişlerdi. Sonra Allah onları yakalayıverdi. Gerçekten o karşı konulmaz kuvvet sahibidir ve cezası da pek çetindir. ﴾22﴿ Biz Musa'yı da âyetlerimizle ve apaçık bir yetkiyle göndermiştik. ﴾23﴿ Onu Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a gönderdik; onlar ise “Bu düpedüz büyücü” dediler. ﴾24﴿ Musa onlara katımızdan hakkı getirdiğinde, “Onunla beraber iman edenlerin kızlarını sağ bırakıp oğullarını öldürün” dediler. Fakat kâfirlerin hilesi boşa çıkmaya mahkûmdu. ﴾25﴿
سُورَةُ الْمُؤْمِنِ
< ٤٦٨ >
الجزء٢٤
اَلْيَوْمَ تُجْزٰى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْۜ لَا ظُلْمَ الْيَوْمَۜ اِنَّ اللّٰهَ سَر۪يعُ الْحِسَابِ ﴿١٧﴾ وَاَنْذِرْهُمْ يَوْمَ الْاٰزِفَةِ اِذِ الْقُلُوبُ لَدَى الْحَنَاجِرِ كَاظِم۪ينَۜ مَا لِلظَّالِم۪ينَ مِنْ حَم۪يمٍ وَلَا شَف۪يعٍ يُطَاعُۜ ﴿١٨﴾ يَعْلَمُ خَٓائِنَةَ الْاَعْيُنِ وَمَا تُخْفِي الصُّدُورُ ﴿١٩﴾ وَاللّٰهُ يَقْض۪ي بِالْحَقِّۜ وَالَّذ۪ينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِه۪ لَا يَقْضُونَ بِشَيْءٍۜ اِنَّ اللّٰهَ هُوَ السَّم۪يعُ الْبَص۪يرُ۟ ﴿٢٠﴾ اَوَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذ۪ينَ كَانُوا مِنْ قَبْلِهِمْۜ كَانُوا هُمْ اَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً وَاٰثَارًا فِي الْاَرْضِ فَاَخَذَهُمُ اللّٰهُ بِذُنُوبِهِمْ وَمَا كَانَ لَهُمْ مِنَ اللّٰهِ مِنْ وَاقٍ ﴿٢١﴾ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ كَانَتْ تَأْت۪يهِمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَكَفَرُوا فَاَخَذَهُمُ اللّٰهُۜ اِنَّهُ قَوِيٌّ شَد۪يدُ الْعِقَابِ ﴿٢٢﴾ وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مُوسٰى بِاٰيَاتِنَا وَسُلْطَانٍ مُب۪ينٍۙ ﴿٢٣﴾ اِلٰى فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَقَارُونَ فَقَالُوا سَاحِرٌ كَذَّابٌ ﴿٢٤﴾ فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ بِالْحَقِّ مِنْ عِنْدِنَا قَالُوا اقْتُلُٓوا اَبْنَٓاءَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ وَاسْتَحْيُوا نِسَٓاءَهُمْۜ وَمَا كَيْدُ الْكَافِر۪ينَ اِلَّا ف۪ي ضَلَالٍ ﴿٢٥﴾

Önceki Sonraki


logo