Rahmân Sûresi
< 532 >
27. Cüz
Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar. ﴾41﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾42﴿ İşte bu suçluların yalanladıkları cehennemdir. ﴾43﴿ Onlar, cehennem ateşi ile yüksek derecede kaynar su arasında gider gelirler. ﴾44﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾45﴿ Rabbinin huzurunda (hesap vermek üzere) duracağından korkan kimseye iki cennet vardır. ﴾46﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾47﴿ İki cennet de (ağaçlar, meyveler, rengârenk bitkiler gibi) çeşit çeşit güzelliklerle bezenmiştir. ﴾48﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾49﴿ İçlerinde akan iki pınar vardır. ﴾50﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾51﴿ İkisinde de her meyveden çift çift vardır. ﴾52﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾53﴿ Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki cennetin meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır. ﴾54﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾55﴿ Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur. ﴾56﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾57﴿ Onlar sanki yakut ve mercandır. ﴾58﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾59﴿ İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir. ﴾60﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾61﴿ Bu iki cennetten başka iki cennet daha vardır. ﴾62﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾63﴿ O iki cennet koyu yeşil renktedir. ﴾64﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾65﴿ İçlerinde kaynayan iki pınar vardır. ﴾66﴿ O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ﴾67﴿
سُورَةُ الرَّحْمٰنِ
< ٥٣٢ >
الجزء٢٧
يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِس۪يمٰيهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاص۪ي وَالْاَقْدَامِۚ ﴿٤١﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٤٢﴾ هٰذِه۪ جَهَنَّمُ الَّت۪ي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَۢ ﴿٤٣﴾ يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَم۪يمٍ اٰنٍۚ ﴿٤٤﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ۟ ﴿٤٥﴾ وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ جَنَّتَانِۚ ﴿٤٦﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۙ ﴿٤٧﴾ ذَوَاتَٓا اَفْنَانٍۚ ﴿٤٨﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٤٩﴾ ف۪يهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِۚ ﴿٥٠﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٥١﴾ ف۪يهِمَا مِنْ كُلِّ فَاكِهَةٍ زَوْجَانِۚ ﴿٥٢﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٥٣﴾ مُتَّكِـ۪ٔينَ عَلٰى فُرُشٍ بَطَٓائِنُهَا مِنْ اِسْتَبْرَقٍۜ وَجَنَا الْجَنَّتَيْنِ دَانٍۚ ﴿٥٤﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٥٥﴾ ف۪يهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِۙ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ ﴿٥٦﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ ﴿٥٧﴾ كَاَنَّهُنَّ الْيَاقُوتُ وَالْمَرْجَانُۚ ﴿٥٨﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٥٩﴾ هَلْ جَزَٓاءُ الْاِحْسَانِ اِلَّا الْاِحْسَانُۚ ﴿٦٠﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿٦١﴾ وَمِنْ دُونِهِمَا جَنَّتَانِۚ ﴿٦٢﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۙ ﴿٦٣﴾ مُدْهَٓامَّتَانِۚ ﴿٦٤﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ ﴿٦٥﴾ ف۪يهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِۚ ﴿٦٦﴾ فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ ﴿٦٧﴾

Önceki Sonraki


logo