Tûr Sûresi
< 524 >
27. Cüz
Bunu akılları mı söyletiyor, yoksa onlar sırf bir azgınlar güruhu mu? ﴾32﴿ Yahut “Onu kendisi uydurdu” mu diyorlar? Doğrusu, buna onlar da inanmazlar. ﴾33﴿ Doğru söylüyorlarsa, onun gibi bir söz getirsinler. ﴾34﴿ Yoksa onlar bir yaratan olmadan mı yaratıldılar? Veya kendi kendilerini mi yaratıyorlar? ﴾35﴿ Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Aslında onların kesin bir inançları yoktur. ﴾36﴿ Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yahut kâinata onlar mı egemen oldular? ﴾37﴿ Yoksa bir merdivenleri var da onunla çıkıp gökleri mi dinliyorlar? Eğer öyleyse, içlerinden dinleyer biri, buna dair açık bir delil getirsin. ﴾38﴿ Yoksa kızlar Allah'ın, oğullar sizin mi? ﴾39﴿ Yoksa sen onlardan ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altına mı giriyorlar? ﴾40﴿ Yoksa yanlarında gayb bilgisi var da ona bakarak mı yazıyorlar? ﴾41﴿ Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o kâfirler tuzağa düşenlerin tâ kendileridir. ﴾42﴿ Yoksa onların Allah'tan başka bir tanrısı mı var? Oysa Allah onların ortak koştuğu şeylerden uzaktır. ﴾43﴿ Onlar gökten bir parçayı düşerken görecek olsalar, “Bu kümelenmiş buluttur” derler. ﴾44﴿ Çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar sen onları kendi hallerine bırak. ﴾45﴿ Tuzaklarının o gün onlara bir faydası olmaz; kimseden yardım da görmezler. ﴾46﴿ Zulmedenler için ondan önce bir azap daha vardır; lâkin çoğu bilmiyor. ﴾47﴿ Rabbinin hükmü erişinceye kadar sabret. Sen Bizim gözetimimiz altındasın. Kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbih et. ﴾48﴿ Gecenin bir kısmında ve yıldızlar kaybolurken de Onu tesbih et. ﴾49﴿
سُورَةُ الطُّورِ
< ٥٢٤ >
الجزء٢٧
اَمْ تَأْمُرُهُمْ اَحْلَامُهُمْ بِهٰذَٓا اَمْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَۚ ﴿٣٢﴾ اَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُۚ بَلْ لَا يُؤْمِنُونَۚ ﴿٣٣﴾ فَلْيَأْتُوا بِحَد۪يثٍ مِثْلِه۪ٓ اِنْ كَانُوا صَادِق۪ينَۜ ﴿٣٤﴾ اَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ اَمْ هُمُ الْخَالِقُونَۜ ﴿٣٥﴾ اَمْ خَلَقُوا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ بَلْ لَا يُوقِنُونَۜ ﴿٣٦﴾ اَمْ عِنْدَهُمْ خَزَٓائِنُ رَبِّكَ اَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَۜ ﴿٣٧﴾ اَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ ف۪يهِۚ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُمْ بِسُلْطَانٍ مُب۪ينٍۜ ﴿٣٨﴾ اَمْ لَهُ الْبَنَاتُ وَلَكُمُ الْبَنُونَۜ ﴿٣٩﴾ اَمْ تَسْـَٔلُهُمْ اَجْرًا فَهُمْ مِنْ مَغْرَمٍ مُثْقَلُونَۜ ﴿٤٠﴾ اَمْ عِنْدَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَۜ ﴿٤١﴾ اَمْ يُر۪يدُونَ كَيْدًاۜ فَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا هُمُ الْمَك۪يدُونَۜ ﴿٤٢﴾ اَمْ لَهُمْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِۜ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ ﴿٤٣﴾ وَاِنْ يَرَوْا كِسْفًا مِنَ السَّمَٓاءِ سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَرْكُومٌ ﴿٤٤﴾ فَذَرْهُمْ حَتّٰى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذ۪ي ف۪يهِ يُصْعَقُونَۙ ﴿٤٥﴾ يَوْمَ لَا يُغْن۪ي عَنْهُمْ كَيْدُهُمْ شَيْـًٔا وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَۜ ﴿٤٦﴾ وَاِنَّ لِلَّذ۪ينَ ظَلَمُوا عَذَابًا دُونَ ذٰلِكَ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ ﴿٤٧﴾ وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَاِنَّكَ بِاَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ ح۪ينَ تَقُومُۙ ﴿٤٨﴾ وَمِنَ الَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَاِدْبَارَ النُّجُومِ ﴿٤٩﴾

Önceki Sonraki


logo