(Siz, ey kâfirler, dünyada iken peygamberlere sihirbaz diyordunuz), bu azab da mı sihir? Yoksa (dünyada gerçekleri görmediğiniz gibi), anlamıyor musunuz? ﴾15﴿
Girin oraya (cehenneme)! İster azabına sabredin, ister etmeyin; artık hepsi bir... Hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz. ﴾16﴿
Muhakkak ki (küfür ve isyandan sakınan) takvâ sahipleri, cennetler ve nimetler içindedirler, ﴾17﴿
Rablerinin kendilerine verdiği şeylerle zevk duyarak...Rableri, onları Cehennem azabından korumuştur. ﴾18﴿
(Allah onlara şöyle buyurur: Dünyada iman ve ibadet edib) çalıştığınız için afiyetle yeyin, için; ﴾19﴿
Sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak...Biz, onlara, güzel iri gözlü hûrileri eş etmişiz. ﴾20﴿
(Dünyada) iman edenlere ve zürriyetleri de iman edib kendilerine uyanlara, (ahirette) zürriyetlerine kavuştururuz. (Onları da, baba ve dedeleri gibi cennete koruz ve derecelerini yükseltiriz.) Bununla beraber (baba ve dedelerinin) amellerinden hiç bir şey eksiltmeyiz. Herkes kazancına bağlıdır, (iyi amel işlerse kurtulur, değilse helâk olur.) ﴾21﴿
Onlara (cennetde) bir meyva ve içlerinin çekeceği bir et verdik, (vereceğiz). ﴾22﴿
Orada birbiriyle kadeh çekiştirirler ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne bir günaha sokma... ﴾23﴿
(Hizmet için) etraflarında döner kendilerine ait, sedeflerinde saklı inciler gibi hizmetçiler. ﴾24﴿
(Cennettekiler) birbirine dönüb soruştururlar. ﴾25﴿
Şöyle derler: “- Biz, bundan önce ailemizle birlikte (dünyada iken azabdan ve Allah'a isyan etmekten) korkuyorduk. ﴾26﴿
Artık Allah bize lütûf buyurdu ve bizleri o ateşin azabından korudu. ﴾27﴿
Biz, bundan önce O'na ibadet ediyorduk ve bizi korumasını istiyorduk. Gerçekten O, kerem sahibidir, Rahîm'dir. ﴾28﴿
O halde (Ey Rasûlüm, sen) öğüd ve nasihata devam et; çünkü sen, Rabbinin (nübüvvet ve İslâm) nimeti sayesinde ne kâhinsin, ne mecnûn... ﴾29﴿
Yoksa: “- Bir şairdir, biz O'nun felâket zamanını bekliyoruz” mu diyorlar? ﴾30﴿
(Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Bekleyin; çünkü ben de sizinle beraber (size inecek azabı) bekliyenlerdenim. ﴾31﴿