Zâriyât Sûresi
< 521 >
27. Cüz
(Hz. İbrahim, kendisine misafir olarak gelen meleklere) dedi ki: “- O halde istediğiniz nedir? (Niçin gönderildiniz)? Ey elçiler!...” ﴾31﴿ Onlar dediler ki: “- Biz, günahkâr bir kavme (Lût peygamberin kavmine) gönderildik; ﴾32﴿ Üzerlerine çamurdan (pişirilmiş) taşlar atmak için... ﴾33﴿ Ki o taşlar, Rabbinin katında haddi aşanlar için damgalanmışlardır.” ﴾34﴿ Nihayet Lût'un memleketinde bulunan müminleri (oradan) çıkardık, (ki kalan kâfirleri helâk edelim). ﴾35﴿ Fakat bir evden başka orada müslüman da bulmadık. ﴾36﴿ Ve öyle acıklı azabdan korkacaklar için orada bir ibret nişanesi bıraktık, (o memleketi harabe ve taş yığını haline getirdik). ﴾37﴿ Mûsa'da da ibret vardır: Hani onu açık bir mucize ile Firavun'a gönderdik de; ﴾38﴿ O, bütün ordusu ile (imandan) yüz çevirdi ve şöyle dedi: “- Bu, bir sihirbaz, yahud bir mecnundur.” ﴾39﴿ Bunun üzerine tuttuk kendisini ve ordularını denize attık. Öyle ki, küfür ve inad üzere bulunuyordu. ﴾40﴿ Âd kavminde de ibret vardır: Hani onların üzerine o kökü kurutan rüzgârı göndermiştik. ﴾41﴿ Öyle bir rüzgâr ki, uğradığı bir şeyi bırakmıyor, mutlak onu kül gibi savuruyordu. ﴾42﴿ Semûd kavminde de ibret vardır: Hani onlara “-Bir zamana kadar yaşayın, istifade edin.” denilmişti de, ﴾43﴿ Rablerinin emrinden uzaklaşıb azmışlardı. Bu yüzden bakınıb dururlarken kendilerini yıldırım çarpıvermişti. ﴾44﴿ O vakit (bu azabdan kurtulub) kalkmağa güç yetiremediler, bir yardım da görmediler. ﴾45﴿ Daha önce de Nûh kavmini helâk ettik; çünkü onlar (hakdan ayrılmış küfür içinde bulunan) fâsık bir kavim idiler. ﴾46﴿ (Bir de semaya bakın), biz onu kuvvetle bina ettik. Muhakkak ki biz, büyük kudrete sahibiz. ﴾47﴿ Arzı da döşedik. Ne güzel döşeyiciyiz!... ﴾48﴿ Her şeyden çift çift yarattık ki, iyice düşünesiniz. ﴾49﴿ (Ey Rasûlüm, de ki: ) O halde hemen Allah'a kaçın, (küfrü bırakıb hemen imana gelin). Gerçekten ben, size, Allah tarafından (azab ile) korkutan açık bir peygamberim. ﴾50﴿ Ve Allah ile beraber başka bir ilâh uydurmayın. Gerçekten ben, size, Allah tarafından (azab ile) korkutan açık bir peygamberim. ﴾51﴿
سُورَةُ الذَّارِيَاتِ
< ٥٢١ >
الجزء٢٧
قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ اَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ ﴿٣١﴾ قَالُٓوا اِنَّٓا اُرْسِلْنَٓا اِلٰى قَوْمٍ مُجْرِم۪ينَۙ ﴿٣٢﴾ لِنُرْسِلَ عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِنْ ط۪ينٍۙ ﴿٣٣﴾ مُسَوَّمَةً عِنْدَ رَبِّكَ لِلْمُسْرِف۪ينَ ﴿٣٤﴾ فَاَخْرَجْنَا مَنْ كَانَ ف۪يهَا مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَۚ ﴿٣٥﴾ فَمَا وَجَدْنَا ف۪يهَا غَيْرَ بَيْتٍ مِنَ الْمُسْلِم۪ينَۚ ﴿٣٦﴾ وَتَرَكْنَا ف۪يهَٓا اٰيَةً لِلَّذ۪ينَ يَخَافُونَ الْعَذَابَ الْاَل۪يمَۜ ﴿٣٧﴾ وَف۪ي مُوسٰٓى اِذْ اَرْسَلْنَاهُ اِلٰى فِرْعَوْنَ بِسُلْطَانٍ مُب۪ينٍ ﴿٣٨﴾ فَتَوَلّٰى بِرُكْنِه۪ وَقَالَ سَاحِرٌ اَوْ مَجْنُونٌ ﴿٣٩﴾ فَاَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ وَهُوَ مُل۪يمٌۜ ﴿٤٠﴾ وَف۪ي عَادٍ اِذْ اَرْسَلْنَا عَلَيْهِمُ الرّ۪يحَ الْعَق۪يمَۚ ﴿٤١﴾ مَا تَذَرُ مِنْ شَيْءٍ اَتَتْ عَلَيْهِ اِلَّا جَعَلَتْهُ كَالرَّم۪يمِۜ ﴿٤٢﴾ وَف۪ي ثَمُودَ اِذْ ق۪يلَ لَهُمْ تَمَتَّعُوا حَتّٰى ح۪ينٍ ﴿٤٣﴾ فَعَتَوْا عَنْ اَمْرِ رَبِّهِمْ فَاَخَذَتْهُمُ الصَّاعِقَةُ وَهُمْ يَنْظُرُونَ ﴿٤٤﴾ فَمَا اسْتَطَاعُوا مِنْ قِيَامٍ وَمَا كَانُوا مُنْتَصِر۪ينَۙ ﴿٤٥﴾ وَقَوْمَ نُوحٍ مِنْ قَبْلُۜ اِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِق۪ينَ۟ ﴿٤٦﴾ وَالسَّمَٓاءَ بَنَيْنَاهَا بِاَيْدٍ وَاِنَّا لَمُوسِعُونَ ﴿٤٧﴾ وَالْاَرْضَ فَرَشْنَاهَا فَنِعْمَ الْمَاهِدُونَ ﴿٤٨﴾ وَمِنْ كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ﴿٤٩﴾ فَفِرُّٓوا اِلَى اللّٰهِۜ اِنّ۪ي لَكُمْ مِنْهُ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌۚ ﴿٥٠﴾ وَلَا تَجْعَلُوا مَعَ اللّٰهِ اِلٰهًا اٰخَرَۜ اِنّ۪ي لَكُمْ مِنْهُ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌ ﴿٥١﴾

Önceki Sonraki


logo