İbrahim Sûresi
< 259 >
13. Cüz
Ve size, kendisinden istediğiniz şeylerin hepsinden verdi. Bununla berâber, Allah'ın ni'metini sayacak olsanız, onu sayamazsınız. Muhakkak ki insan, (Allah'ın bunca ni'metlerine rağmen) gerçekten çok zâlimdir, çok nankördür. ﴾34﴿ Bir zaman da İbrâhîm şöyle demişti: “Rabbim! Bu beldeyi (Mekke'yi) emniyetli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut!” ﴾35﴿ “Rabbim! Çünki onlar (o putlar), insanlardan birçoğunu dalâlete düşürdüler. Bundan sonra kim bana tâbi' olursa, artık muhakkak o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık şübhesiz ki sen, Gafûr (çok bağışlayan)sın, Rahîm (çok merhamet eden)sin.” ﴾36﴿ “Rabbimiz! Doğrusu ben zürriyetimden bir kısmını (oğlum İsmâîl ile annesi Hâcer'i), senin Beyt-i Harâm'ının (Kâ'be'nin) yanında, ekinsiz bir vâdiye yerleştirdim; Rabbimiz! Namazı hakkıyla edâ etsinler (sana hakkıyla kulluk etsinler) diye (emrin üzere, böyle yaptım)! Artık (sen) insanlardan bir kısım gönülleri onlara meylettir ve onları mahsûllerden rızıklandır! Umulur ki şükrederler.” ﴾37﴿ “Rabbimiz! Şübhesiz ki sen, neyi gizler ve neyi açıklarsak bilirsin. Çünki ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz!” ﴾38﴿ “İhtiyar hâl(im)de bana İsmâîl'i ve İshâk'ı ihsân eden Allah'a hamd olsun! Şübhesiz ki Rabbim, elbette (her) duâyı hakkıyla işitendir.” ﴾39﴿ “Rabbim! Beni, namazı hakkıyla edâ eden bir kimse eyle; zürriyetimden de (böyle kimseler yarat)! Rabbimiz! Duâmı kabûl buyur!” ﴾40﴿ “Rabbimiz! Hesâbın görüleceği gün, bana, ana-babama ve (bütün) mü'minlere mağfiret eyle!” ﴾41﴿ (Habîbim, yâ Muhammed!) Sakın Allah'ı, zâlimlerin yapmakta olduğu şeylerden gafil sanma! (Rabbin) onları, ancak kendisinde gözlerin dehşetten donup kalacağı bir güne erteler. ﴾42﴿
سُورَةُ اِبْرٰه۪يمَ
< ٢٥٩ >
الجزء١٣
وَاٰتٰيكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَاَلْتُمُوهُۜ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَاۜ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ۟ ﴿٣٤﴾ وَاِذْ قَالَ اِبْرٰه۪يمُ رَبِّ اجْعَلْ هٰذَا الْبَلَدَ اٰمِنًا وَاجْنُبْن۪ي وَبَنِيَّ اَنْ نَعْبُدَ الْاَصْنَامَۜ ﴿٣٥﴾ رَبِّ اِنَّهُنَّ اَضْلَلْنَ كَث۪يرًا مِنَ النَّاسِۚ فَمَنْ تَبِعَن۪ي فَاِنَّهُ مِنّ۪يۚ وَمَنْ عَصَان۪ي فَاِنَّكَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣٦﴾ رَبَّنَٓا اِنّ۪ٓي اَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّت۪ي بِوَادٍ غَيْرِ ذ۪ي زَرْعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِۙ رَبَّنَا لِيُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ فَاجْعَلْ اَفْـِٔدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْو۪ٓي اِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ ﴿٣٧﴾ رَبَّنَٓا اِنَّكَ تَعْلَمُ مَا نُخْف۪ي وَمَا نُعْلِنُۜ وَمَا يَخْفٰى عَلَى اللّٰهِ مِنْ شَيْءٍ فِي الْاَرْضِ وَلَا فِي السَّمَٓاءِ ﴿٣٨﴾ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي وَهَبَ ل۪ي عَلَى الْكِبَرِ اِسْمٰع۪يلَ وَاِسْحٰقَۜ اِنَّ رَبّ۪ي لَسَم۪يعُ الدُّعَٓاءِ ﴿٣٩﴾ رَبِّ اجْعَلْن۪ي مُق۪يمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّت۪يۗ رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَٓاءِ ﴿٤٠﴾ رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ ﴿٤١﴾ وَلَا تَحْسَبَنَّ اللّٰهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَۜ اِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ ف۪يهِ الْاَبْصَارُۙ ﴿٤٢﴾

Önceki Sonraki


logo