İman edip de güzel işler yapanlar için müjde ve mutluluk, bir de varılacak güzel bir yer vardır.﴾29﴿İşte seni de kendisinden önce nice ümmetler gelip geçmiş bir ümmete böylece gönderdik ki, sana vahyettiğimiz şeyi onlara okuyasın. Fakat onlar Rahmân'a nankörlük edip duruyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. Ondan başka tanrı yoktur. Ben Ona tevekkül ettim; dönüş de yalnız Onadır.﴾30﴿Eğer bu Kur'ân kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı, ölülerin konuşturulduğu bir kitap olsa, onlar yine inanmazdı. Fakat emir ve irade bütünüyle Allah'ındır. İman edenler daha anlamadı mı ki, Allah dileseydi bütün insanlara hidayet nasip ederdi? İşleye işleye sanat haline getirdikleri kötülükler yüzünden, en sonunda Allah'ın vaadi erişinceye kadar o kâfirlerin başına felâketler inmeye devam edecek yahut yurtlarının yakınına kadar ulaşacaktır. Şüphesiz ki Allah vaadinden dönmez.﴾31﴿Senden önceki peygamberlerle de alay edildi. Ben ise onlara mühlet tanıdım, sonra da onları yakalayıverdim. Cezam nasıl oluyormuş?﴾32﴿Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah, başkalarıyla bir tutulur mu? Fakat onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: Haydi, onlara isim verin. Siz yeryüzünde bilmediği birşeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlerle kendinizi mi aldatıyorsunuz? Aslında, kurdukları tuzak o kâfirlerin hoşuna gitti de böylece doğru yoldan alıkondular. Allah kimi saptıracak olsa, artık onu yola getirecek kimse bulunmaz.﴾33﴿Dünya hayatında onlar için bir rezillik vardır. Âhiret azabı ise daha da çetindir; onları Allah'ın elinden kurtaracak kimse de yoktur.﴾34﴿