Sâffât Sûresi
< 447 >
23. Cüz
“(Bana:) 'Gerçekten sen, (dirilmeyi) tasdîk edenlerden misin?' derdi.” ﴾52﴿ “(Ve bana:) '(Biz) öldüğümüz ve bir toprak, bir kemik (yığını) hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi cezâlandırılacak kimseler olacağız?' (derdi).” ﴾53﴿ (Sonra o kişi yanındakilere:) “Siz (onun hâlinden) haberdâr mısınız?” dedi. ﴾54﴿ Derken baktı da onu Cehennemin ortasında gördü. ﴾55﴿ Dedi ki: “Allah'a yemîn olsun ki, (sen) nerede ise gerçekten beni (de) helâk edecektin!” ﴾56﴿ “Eğer Rabbimin ni'meti olmasaydı, doğrusu (ben de orada) hazır bulundurulmuşlardan olacaktım.” ﴾57﴿ 58,59. “Peki (nasılmış), biz (dünyada) ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek(Cennette ebedî olarak kalacak) ve biz (îmânımızdan dolayı) azab görmeyecek kimseler değil miymişiz?” ﴾58﴿ 58,59. “Peki (nasılmış), biz (dünyada) ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek(Cennette ebedî olarak kalacak) ve biz (îmânımızdan dolayı) azab görmeyecek kimseler değil miymişiz?” ﴾59﴿ Şübhesiz ki bu, elbette büyük kurtuluşun ta kendisidir! ﴾60﴿ Çalışanlar, o hâlde böylesi (bir netîce) için çalışsın! ﴾61﴿ Ağırlama olarak bu mu hayırlıdır, yoksa zakkum ağacı mı? ﴾62﴿ Gerçekten biz, onu (alevler içindeki o ağacı) zâlimler için bir fitne (dünyada bir imtihan vesîlesi) kıldık. ﴾63﴿ Muhakkak ki o, Cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır. ﴾64﴿ Tomurcukları, sanki şeytanların başları gibidir. ﴾65﴿ Bundan sonra şübhesiz ki onlar, elbette bundan yiyecek kimseler olup, artık karınları(nı) bununla dolduracak olanlardır. ﴾66﴿ Sonra bunun üzerine, doğrusu onlar için kaynar sudan karıştırılmış bir içecek vardır. ﴾67﴿ Sonra onların dönüşleri elbette Cehennemedir. ﴾68﴿ Doğrusu onlar, atalarını sapık kimseler buldular. ﴾69﴿ Fakat kendileri (de) onların izleri üzerinde koşturuyorlar. ﴾70﴿ And olsun ki, onlardan önce, evvelki (ümmet)lerin çoğu dalâlete düşmüştü. ﴾71﴿ (Ve yine) and olsun ki, onların içlerinde de (Allah'ın azâbından haber veren)korkutucu (peygamber)ler göndermiştik. ﴾72﴿ Artık bak, o korkutulanların âkıbeti nasıl oldu? ﴾73﴿ Ancak Allah'ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesnâ. ﴾74﴿ Celâlim hakkı için, Nûh (kavminden ümîdini kesince) bize yalvarmıştı; işte (biz) ne güzel icâbet edenleriz! ﴾75﴿ Çünki (biz) onu ve ehlini o büyük felâketten kurtardık. ﴾76﴿
سُورَةُ الصَّاۤفَّاتِ
< ٤٤٧ >
الجزء٢٣
يَقُولُ اَئِنَّكَ لَمِنَ الْمُصَدِّق۪ينَ ﴿٥٢﴾ ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا ءَاِنَّا لَمَد۪ينُونَ ﴿٥٣﴾ قَالَ هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ ﴿٥٤﴾ فَاطَّلَعَ فَرَاٰهُ ف۪ي سَوَٓاءِ الْجَح۪يمِ ﴿٥٥﴾ قَالَ تَاللّٰهِ اِنْ كِدْتَ لَتُرْد۪ينِۙ ﴿٥٦﴾ وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبّ۪ي لَكُنْتُ مِنَ الْمُحْضَر۪ينَ ﴿٥٧﴾ اَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّت۪ينَۙ ﴿٥٨﴾ اِلَّا مَوْتَتَنَا الْاُو۫لٰى وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّب۪ينَ ﴿٥٩﴾ اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ ﴿٦٠﴾ لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ ﴿٦١﴾ اَذٰلِكَ خَيْرٌ نُزُلًا اَمْ شَجَرَةُ الزَّقُّومِ ﴿٦٢﴾ اِنَّا جَعَلْنَاهَا فِتْنَةً لِلظَّالِم۪ينَ ﴿٦٣﴾ اِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ ف۪ٓي اَصْلِ الْجَح۪يمِۙ ﴿٦٤﴾ طَلْعُهَا كَاَنَّهُ رُؤُ۫سُ الشَّيَاط۪ينِ ﴿٦٥﴾ فَاِنَّهُمْ لَاٰكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِؤُ۫نَ مِنْهَا الْبُطُونَۜ ﴿٦٦﴾ ثُمَّ اِنَّ لَهُمْ عَلَيْهَا لَشَوْبًا مِنْ حَم۪يمٍۚ ﴿٦٧﴾ ثُمَّ اِنَّ مَرْجِعَهُمْ لَاِلَى الْجَح۪يمِ ﴿٦٨﴾ اِنَّهُمْ اَلْفَوْا اٰبَٓاءَهُمْ ضَٓالّ۪ينَۙ ﴿٦٩﴾ فَهُمْ عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ ﴿٧٠﴾ وَلَقَدْ ضَلَّ قَبْلَهُمْ اَكْثَرُ الْاَوَّل۪ينَۙ ﴿٧١﴾ وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا ف۪يهِمْ مُنْذِر۪ينَ ﴿٧٢﴾ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَر۪ينَۙ ﴿٧٣﴾ اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ۟ ﴿٧٤﴾ وَلَقَدْ نَادٰينَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ الْمُج۪يبُونَۚ ﴿٧٥﴾ وَنَجَّيْنَاهُ وَاَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظ۪يمِۘ ﴿٧٦﴾

Önceki Sonraki


logo