Sâffât Sûresi
< 446 >
23. Cüz
(Onlara): "Ne oldu sizlere de yardımlaşmıyorsunuz?" (denilir.) ﴾25﴿ Hayır, bugün onlar teslim olmuşlardır. ﴾26﴿ Onlar, birbirine dönmüş soruşuyorlar. ﴾27﴿ Onlar: "Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz" derler. ﴾28﴿ (İleri gelenler de) derler ki: "Hayır, siz inanmamıştınız." ﴾29﴿ "Bizim de size karşı bir gücümüz yoktu. Fakat siz azmış bir kavimdiniz." ﴾30﴿ "Onun için üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu. Şüphesiz azabımızı tadacağız." ﴾31﴿ "Evet biz, sizi kışkırttık. Çünkü biz azgındık." ﴾32﴿ O halde hepsi o gün azabda ortaktırlar. ﴾33﴿ İşte biz günahkarlara böyle yaparız. ﴾34﴿ Çünkü onlar, kendilerine: "Allah'tan başka ilâh yoktur" denildiği zaman kafa tutuyorlardı. ﴾35﴿ Ve: "Biz, hiçbir mecnun (deli) şair için ilâhlarımızı bırakır mıyız?" diyorlardı. ﴾36﴿ Hayır o, hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti. ﴾37﴿ Elbette siz o acı azabı tadacaksınız. ﴾38﴿ Bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız. ﴾39﴿ Sadece Allah'ın ihlaslı kulları müstesnadır. ﴾40﴿ İşte onlar için belli bir rızık vardır. ﴾41﴿ 42,43. Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir. ﴾42﴿ 42,43. Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir. ﴾43﴿ (Onlar) Karşılıklı tahtlar üzerindedirler. ﴾44﴿ 45,46. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. ﴾45﴿ 45,46. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. ﴾46﴿ Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir. ﴾47﴿ Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır. ﴾48﴿ Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler. ﴾49﴿ Derken birbirine dönüp sorarlar: ﴾50﴿ İçlerinden bir sözcü der ki: "Gerçekten benim bir arkadaşım vardı." ﴾51﴿
سُورَةُ الصَّاۤفَّاتِ
< ٤٤٦ >
الجزء٢٣
مَا لَكُمْ لَا تَنَاصَرُونَ ﴿٢٥﴾ بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ ﴿٢٦﴾ وَاَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ يَتَسَٓاءَلُونَ ﴿٢٧﴾ قَالُٓوا اِنَّكُمْ كُنْتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَم۪ينِ ﴿٢٨﴾ قَالُوا بَلْ لَمْ تَكُونُوا مُؤْمِن۪ينَۚ ﴿٢٩﴾ وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍۚ بَلْ كُنْتُمْ قَوْمًا طَاغ۪ينَ ﴿٣٠﴾ فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَاۗ اِنَّا لَذَٓائِقُونَ ﴿٣١﴾ فَاَغْوَيْنَاكُمْ اِنَّا كُنَّا غَاو۪ينَ ﴿٣٢﴾ فَاِنَّهُمْ يَوْمَئِذٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ ﴿٣٣﴾ اِنَّا كَذٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِم۪ينَ ﴿٣٤﴾ اِنَّهُمْ كَانُٓوا اِذَا ق۪يلَ لَهُمْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ يَسْتَكْبِرُونَۙ ﴿٣٥﴾ وَيَقُولُونَ اَئِنَّا لَتَارِكُٓوا اٰلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَجْنُونٍۜ ﴿٣٦﴾ بَلْ جَٓاءَ بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَل۪ينَ ﴿٣٧﴾ اِنَّكُمْ لَذَٓائِقُوا الْعَذَابِ الْاَل۪يمِۚ ﴿٣٨﴾ وَمَا تُجْزَوْنَ اِلَّا مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَۙ ﴿٣٩﴾ اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ ﴿٤٠﴾ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَعْلُومٌۙ ﴿٤١﴾ فَوَاكِهُۚ وَهُمْ مُكْرَمُونَۙ ﴿٤٢﴾ ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِۙ ﴿٤٣﴾ عَلٰى سُرُرٍ مُتَقَابِل۪ينَ ﴿٤٤﴾ يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِكَأْسٍ مِنْ مَع۪ينٍۙ ﴿٤٥﴾ بَيْضَٓاءَ لَذَّةٍ لِلشَّارِب۪ينَۚ ﴿٤٦﴾ لَا ف۪يهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنْزَفُونَ ﴿٤٧﴾ وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ ع۪ينٌۙ ﴿٤٨﴾ كَاَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَكْنُونٌ ﴿٤٩﴾ فَاَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ يَتَسَٓاءَلُونَ ﴿٥٠﴾ قَالَ قَٓائِلٌ مِنْهُمْ اِنّ۪ي كَانَ ل۪ي قَر۪ينٌۙ ﴿٥١﴾

Önceki Sonraki


logo