(Melekler o kâfirlere şöyle der): “- Ne oldu sizlere, (azabdan kurtulmak için) yardımlaşmıyorsunuz?” ﴾25﴿
Doğrusu, bugün (kıyamet günü Allah'ın emrine) boyun eğmişlerdir onlar. ﴾26﴿
Onlar birbirlerini suçlayıb çekişirler. ﴾27﴿
(Yardakçılar, öncülerine şöyle) diyecekler: “- Siz, bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz.” ﴾28﴿
(Öncüler de yardakçılarına cevap verib şöyle) diyecekler: “- Hayır, doğrusu siz Allah'a iman etmemiştiniz. ﴾29﴿
Bizim de sizin üzerinize bir hakimiyetimiz yoktu; ancak siz azmış bir kavim idiniz. ﴾30﴿
Onun için Rabbimizin azabı üzerimize gerçekleşti. Muhakkak azabımızı tadacağız. ﴾31﴿
Çünkü biz, sizi, dinden çıkardık. Gerçekten biz azgın kimselerdik.” ﴾32﴿
O halde, hepsi o gün azabda ortaktırlar. ﴾33﴿
İşte biz, müşriklere böyle yaparız. ﴾34﴿
Çünkü onlara: “- Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur.” denildiği zaman, baş kaldırıyorlardı; ﴾35﴿
Ve: “- Hiç bir mecnûn şair için, biz putlarımızı bırakır mıyız?” diyorlardı. ﴾36﴿
Doğrusu O (Peygamber) Kur'an ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti. ﴾37﴿
Elbette siz (ey Mekke halkı, tekzib etmekle) o acıklı azabı tadacaksınız. ﴾38﴿
Ve (dünyada) yapmış olduğunuz şeylerden başkasıyla cezalandırılmıyacaksınız. ﴾39﴿
Şu kadar ki, Allah'ın ihlâs sahibi kulları müstesnadır. ﴾40﴿
İşte bunlar için, (özellikleri) belli bir rızık vardır: ﴾41﴿
Türlü meyvalar... Onlar hep ikram olunurlar; ﴾42﴿
Naîm Cennetlerinde, ﴾43﴿
Karşılıklı tahtlar üzerinde... ﴾44﴿
Göze şarabından dolu bir kadehle, (hizmet için) etraflarında dolaşılır. ﴾45﴿
Bembeyaz, içenlere lezzetli... ﴾46﴿
Onu içmekte bir gaile yok ve onlar, ondan sarhoş da olmazlar. ﴾47﴿
Yanlarında, bakışlarını kocalarına hasretmiş iri gözlü hanımlar var. ﴾48﴿
Sanki onlar (tüylerle örtülü kalıb toz toprak değmiyen) berrak yumurtalar gibidirler. ﴾49﴿
Derken (cennet ehli olanlar) birbirleriyle konuşurlar. ﴾50﴿
İçlerinden bir sözcü şöyle der: “- Gerçekten benim (dünyada) bir arkadaşım vardı. ﴾51﴿