Biz Nuh'a ve Nuh'tan sonraki peygamberlere nasıl vahyettiysek, sana da öylece vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve nesline, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a ise Zebur'u verdik. ﴾163﴿
Bundan önce sana kıssalarını anlattığımız peygamberlere ve kıssalarını sana anlatmadığımız peygamberlere de vahyettik. Musa ile de Allah bizzat kelâmıyla konuştu. ﴾164﴿
Biz o peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı gönderdik—tâ ki, kendilerine peygamberler geldikten sonra, insanların artık Allah'a karşı öne sürecekleri bir bahaneleri kalmasın. Allah'ın kudreti herşeye üstün, hikmeti sınırsızdır. ﴾165﴿
Allah sana indirdiğine bizzat şahitlik ediyor ki, onu ezelî ilmiyle indirmiştir. Melekler de buna şahitlik eder. Fakat şahit olarak Allah zaten kâfidir. ﴾166﴿
İnkâr eden ve insanları Allah yolundan alıkoyan kimseler, pek derin bir sapıklıkla sapıtıp gitmişlerdir. ﴾167﴿
İnkâr edip zulmedenleri Allah ne bağışlar, ne de onlara bir yol gösterir. ﴾168﴿
Allah onları ancak ebediyen kalacakları Cehennem yoluna sevk eder. Bu ise Allah için pek kolaydır. ﴾169﴿
Ey insanlar! Peygamber size Rabbinizden hakkı getirmiştir. Siz de ona iman edin; hakkınızda hayırlı olan budur. İnkâr edecek olursanız, göklerde ve yerde olan herşey Allah'ındır. Allah ise herşeyi bilir, her işi hikmetle yapar. ﴾170﴿