Nisâ Sûresi
< 84 >
5. Cüz
Allah'a ve âhiret gününe inanmadığı halde mallarını halka gösteriş olsun diye harcayanları Allah sevmez. Şeytan birisine arkadaş olmayagörsün; artık o ne kötü bir arkadaştır! ﴾38﴿ Ne olurdu, onlar da Allah'a ve âhiret gününe inanıp Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan Allah yolunda harcasalardı! Çünkü Allah onları hakkıyla biliyor. ﴾39﴿ Allah hiç kimseye zerre kadar olsun haksızlık etmez. İyiliği ise kat kat arttırır; kendi katından da pek büyük bir ödül verir. ﴾40﴿ Biz her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve şunlardan da seni şahit getirdiğimiz zaman onların halleri nice olacak? ﴾41﴿ İnkâr etmiş ve Peygambere baş kaldırmış olanlar, o gün yerle bir olmayı isterler; Allah'tan ise hiçbir sözü saklayamazlar. ﴾42﴿ Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüp iken—yolcu değilseniz—gusledinceye kadar namaza yaklaşmayın. Hasta veya yolcu olursanız, yahut abdest bozduktan veya kadınlarınızla münasebette bulunduktan sonra su bulamayacak olursanız, temiz bir toprakla teyemmüm ederek yüzünüzü ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah çok affedici, çok bağışlayıcıdır. ﴾43﴿ Kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş olanları görmedin mi? Onlar sapıklığa müşteri oluyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar. ﴾44﴿
سُورَةُ النِّسَاءِ
< ٨٤ >
الجزء٥
وَالَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ رِئَٓاءَ النَّاسِ وَلَا يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَلَا بِالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ وَمَنْ يَكُنِ الشَّيْطَانُ لَهُ قَر۪ينًا فَسَٓاءَ قَر۪ينًا ﴿٣٨﴾ وَمَاذَا عَلَيْهِمْ لَوْ اٰمَنُوا بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقَهُمُ اللّٰهُۜ وَكَانَ اللّٰهُ بِهِمْ عَل۪يمًا ﴿٣٩﴾ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَظْلِمُ مِثْقَالَ ذَرَّةٍۚ وَاِنْ تَكُ حَسَنَةً يُضَاعِفْهَا وَيُؤْتِ مِنْ لَدُنْهُ اَجْرًا عَظ۪يمًا ﴿٤٠﴾ فَكَيْفَ اِذَا جِئْنَا مِنْ كُلِّ اُمَّةٍ بِشَه۪يدٍ وَجِئْنَا بِكَ عَلٰى هٰٓؤُ۬لَٓاءِ شَه۪يدًاۜ ﴿٤١﴾ يَوْمَئِذٍ يَوَدُّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَعَصَوُا الرَّسُولَ لَوْ تُسَوّٰى بِهِمُ الْاَرْضُۜ وَلَا يَكْتُمُونَ اللّٰهَ حَد۪يثًا۟ ﴿٤٢﴾ يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَقْرَبُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْتُمْ سُكَارٰى حَتّٰى تَعْلَمُوا مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُبًا اِلَّا عَابِر۪ي سَب۪يلٍ حَتّٰى تَغْتَسِلُواۜ وَاِنْ كُنْتُمْ مَرْضٰٓى اَوْ عَلٰى سَفَرٍ اَوْ جَٓاءَ اَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَٓائِطِ اَوْ لٰمَسْتُمُ النِّسَٓاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَٓاءً فَتَيَمَّمُوا صَع۪يدًا طَيِّبًا فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَاَيْد۪يكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا ﴿٤٣﴾ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا نَص۪يبًا مِنَ الْكِتَابِ يَشْتَرُونَ الضَّلَالَةَ وَيُر۪يدُونَ اَنْ تَضِلُّوا السَّب۪يلَۜ ﴿٤٤﴾

Önceki Sonraki


logo