Âdiyât Sûresi
< 599 >
30. Cüz
Zilzâl Sûresi
Yer büyüklüğüne uygun o dehşetli sarsıntısıyla sarsıldığı, ﴾1﴿ Yer bütün ağırlıklarını; ölülerini, hazinelerini fırlatıp dışarı çıkardığı, ﴾2﴿ Ve insan şaşkın şaşkın: “Ne oluyor buna?” dediği zaman! ﴾3﴿ İşte o gün yer, üstünde olan biten bütün haberlerini anlatır: ﴾4﴿ Çünkü Rabbin ona böyle yapmasını emretmiştir. ﴾5﴿ O gün insanlar, yaptıkları işlerin kendilerine gösterilmesi için kabirlerinden çıkıp hesap yerine bölük bölük gelirler. ﴾6﴿ Artık kim zerre ağırlığınca bir iyilik yapmışsa, onu görür. ﴾7﴿ Kim de zerre kadar bir kötülük yapmışsa, onu görür. ﴾8﴿
Âdiyât Sûresi
Yemin olsun Allah yolunda nefes nefese koşanlara, ﴾1﴿ Koşarken tırnaklarıyla taşlara çakarak kıvılcımlar saçanlara, ﴾2﴿ O hızla sabah erkenden düşmana baskın yapanlara, ﴾3﴿ Derken orada tozu dumana katanlara, ﴾4﴿ Böylece düşman bir ordunun tâ ortasına dalanlara: ﴾5﴿ Gerçekten insan Rabbine karşı çok nankördür. ﴾6﴿ Buna hiç şüphesiz kendisi de şâhittir. ﴾7﴿ O, malı aşırı sevmesi ve onu biriktirmeye olan tutkusu yüzünden son derece cimridir. ﴾8﴿ Fakat o bilmiyor mu ki, bir gün gelecek kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atılacak, ﴾9﴿ Göğüslerde bulunan sırlar ortaya serilecek? ﴾10﴿ İşte o gün Rablerinin, onların her hâlinden bütünüyle haberdâr olduğu anlaşılacaktır. ﴾11﴿
سُورَةُ الْعَادِيَاتِ
< ٥٩٩ >
الجزء٣٠
سُورَةُ الزِّلْزَالِ
اِذَا زُلْزِلَتِ الْاَرْضُ زِلْزَالَهَاۙ ﴿١﴾ وَاَخْرَجَتِ الْاَرْضُ اَثْقَالَهَاۙ ﴿٢﴾ وَقَالَ الْاِنْسَانُ مَا لَهَاۚ ﴿٣﴾ يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ اَخْبَارَهَاۙ ﴿٤﴾ بِاَنَّ رَبَّكَ اَوْحٰى لَهَاۜ ﴿٥﴾ يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ اَشْتَاتًاۙ لِيُرَوْا اَعْمَالَهُمْۜ ﴿٦﴾ فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُۜ ﴿٧﴾ وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ ﴿٨﴾
سُورَةُ الْعَادِيَاتِ
وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًاۙ ﴿١﴾ فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًاۙ ﴿٢﴾ فَالْمُغ۪يرَاتِ صُبْحًاۙ ﴿٣﴾ فَاَثَرْنَ بِه۪ نَقْعًاۙ ﴿٤﴾ فَوَسَطْنَ بِه۪ جَمْعًاۙ ﴿٥﴾ اِنَّ الْاِنْسَانَ لِرَبِّه۪ لَكَنُودٌۚ ﴿٦﴾ وَاِنَّهُ عَلٰى ذٰلِكَ لَشَه۪يدٌۚ ﴿٧﴾ وَاِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَد۪يدٌۜ ﴿٨﴾ اَفَلَا يَعْلَمُ اِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِۙ ﴿٩﴾ وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِۙ ﴿١٠﴾ اِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَب۪يرٌ ﴿١١﴾

Önceki Sonraki


logo