Furkan Sûresi
< 359 >
18. Cüz
Fakat onlar Allah'tan başka birtakım tanrılar edindiler ki, ne birşey yaratabilirler—çünkü kendileri yaratılmıştır—ne onlara bir yarar veya zarar verebilirler; ne öldürmeye güçleri yeter, ne can vermeye, ne de ölüleri diriltmeye. ﴾3﴿ İnkâr edenler “Bu Kur'ân onun uydurduğu şeydir; bunun için ona yardım edenler var” dediler. Böylece bir zulüm ve iftira ettiler. ﴾4﴿ Yine dediler ki: “Bu eskilerin efsaneleridir ki, onu başkasına yazdırmıştır; sabah akşam kendisine okunur.” ﴾5﴿ Sen de ki: Onu, göklerin ve yerin bütün sırrını bilen indirdi. O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. ﴾6﴿ Bir de “Bu nasıl peygamber?” dediler. “Yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor. Kendisiyle beraber bir uyarıcı olmak üzere ona bir melek indirilseydi ya! ﴾7﴿ “Veya ona bir hazine verilseydi. Yahut bir bahçesi olsaydı da oradan yiyip içseydi.” Bir de o zalimler “Siz büyülenmiş bir adamın peşinden gidiyorsunuz” dediler. ﴾8﴿ Seni benzettikleri şeye bak! Onlar öyle bir saptılar ki, bir daha da yollarını bulamıyorlar. ﴾9﴿ Şânı pek yücedir Onun ki, dilerse sana bundan daha hayırlısını verir, altından ırmaklar akan bahçeler lütfeder, senin için köşkler yaratır. ﴾10﴿ Aslında onlar kıyameti yalanladılar. Biz ise, kıyameti yalanlayanlar için alevli bir ateş hazırladık. ﴾11﴿
سُورَةُ الْفُرْقَانِ
< ٣٥٩ >
الجزء١٨
وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اٰلِهَةً لَا يَخْلُقُونَ شَيْـًٔا وَهُمْ يُخْلَقُونَ وَلَا يَمْلِكُونَ لِاَنْفُسِهِمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا وَلَا يَمْلِكُونَ مَوْتًا وَلَا حَيٰوةً وَلَا نُشُورًا ﴿٣﴾ وَقَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اِنْ هٰذَٓا اِلَّٓا اِفْكٌۨ افْتَرٰيهُ وَاَعَانَهُ عَلَيْهِ قَوْمٌ اٰخَرُونَۚۛ فَقَدْ جَٓاؤُ۫ ظُلْمًا وَزُورًاۚۛ ﴿٤﴾ وَقَالُٓوا اَسَاط۪يرُ الْاَوَّل۪ينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلٰى عَلَيْهِ بُكْرَةً وَاَص۪يلًا ﴿٥﴾ قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ اِنَّهُ كَانَ غَفُورًا رَح۪يمًا ﴿٦﴾ وَقَالُوا مَا لِ‌هٰذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْش۪ي فِي الْاَسْوَاقِۜ لَوْلَٓا اُنْزِلَ اِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذ۪يرًاۙ ﴿٧﴾ اَوْ يُلْقٰٓى اِلَيْهِ كَنْزٌ اَوْ تَكُونُ لَهُ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَاۜ وَقَالَ الظَّالِمُونَ اِنْ تَتَّبِعُونَ اِلَّا رَجُلًا مَسْحُورًا ﴿٨﴾ اُنْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْاَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَط۪يعُونَ سَب۪يلًا۟ ﴿٩﴾ تَبَارَكَ الَّذ۪ٓي اِنْ شَٓاءَ جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِنْ ذٰلِكَ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۙ وَيَجْعَلْ لَكَ قُصُورًا ﴿١٠﴾ بَلْ كَذَّبُوا بِالسَّاعَةِ وَاَعْتَدْنَا لِمَنْ كَذَّبَ بِالسَّاعَةِ سَع۪يرًاۚ ﴿١١﴾

Önceki Sonraki


logo