(Ey Rasûlüm), de ki: Allah'a itaat edin, Rasûl'e itaat edin. Eğer bunlara itaat etmekten yüz çevirirseniz, peygambere düşen ancak O'na yükletilen tebliğdir. Sizin üzerinize de, size yükletilendir (icabet etmektir). Eğer O'na itaat ederseniz hidayete erersiniz. Peygamber üzerine icab eden, ancak açık bir tebliğdir. ﴾54﴿
Sizden iman edib de salih ameller işliyenlere Allah şöyle vaad buyurdu: “- Yemin olsun ki, kendilerinden evvel gelen İsrail oğullarını nasıl kâfirlerin yerine getirdi ise, onları da kâfirlerin arazisine getirecek (hakim kılacak) ve onlara, kendileri için seçtiği dinlerini (İslâm'ı) kuvvetlendirib icra imkânı verecek, onları korkularının arkasından muhakkak emniyete kavuşturacaktır (Allah müslümanların düşmanlarını helâk edecektir). Böylece bana hiç bir şeyi ortak koşmıyarak hep bana ibadet edecekler. Kim de bundan sonra nankörlük ederse, işte onlar asıl fasıklardır. ﴾55﴿
Namazı gereği üzre kılın, zekâtı verin ve peygambere itaat edin ki, rahmete kavuşturulasınız. ﴾56﴿
(Ey Rasûlüm), sakın o kâfirleri, yer yüzünde (kendilerine helâk erişmesinden, bizi) aciz bırakıcılar sanma. Onların varacakları yer ateştir. O ne fena varış yeridir!... ﴾57﴿
Ey iman edenler! Sahib olduğunuz köleler ve sizden olub da henüz bulüğ çağına ermemiş küçükler (odalarınıza girecek olurlarsa) şu üç vakıtta sizden izin istesinler: Sabah namazından evvel (çünkü bu vakit, elbise değişme vaktidir. Gecelikler çıkarılır ve gündüz elbiseleri giyilir), öğle sıcağından (yatmak için) elbisenizi çıkardığınız sırada, bir de yatsı namazından sonra (uyku için soyunduğunuz zaman). Bu üç vakit sizin için yalnız kalma vaktidir. Bu vakitlerin dışında ne size, ne onlara bir günah yoktur; (hizmet için) yanınızda dolaşırlar ve siz de birbirinize (odalarınıza) girip çıkabilirsiniz. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Allah Alîm'dir= her şeyi bilir, Hakîm'dir= hükmünde hikmet sahibidir. ﴾58﴿