Allah, geceyle gündüzü ardı ardına evirip çeviriyor. Şüphesiz bunda gerçeği görebilen ve idrâk edebilenler için büyük bir ibret vardır. ﴾44﴿
Allah, hareket eden her canlı varlığı sudan yarattı. Onlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, bir kısmı iki ayağı üstünde yürür, bir kısmı da dört ayağı üstünde yürür… Allah ne dilerse onu yaratır. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. ﴾45﴿
Doğrusu biz, gerçeği açıklayan apaçık âyetler indirdik. Ancak Allah dilediği kimseleri doğru yola eriştirir. ﴾46﴿
Münafıklar: “Biz Allah’a ve Rasûlü’ne inandık ve itaat ettik” derler; ama sonra da içlerinden bir grup gerisin geri dönüverirler. Böyleleri mü’min değildir. ﴾47﴿
Anlaşmazlığa düştükleri meselelerde hüküm vermek için Allah’a ve Rasûlü’ne çağrıldıkları zaman, bir de bakarsınız, içlerinden bir kısmı hoşnutsuzluk gösterip hemen yüz çevirir. ﴾48﴿
Eğer verilecek hükmün kendi lehlerinde olacağını görürlerse, o zaman tam bir itaat ve teslimiyet içinde koşarak gelirler. ﴾49﴿
Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa onun peygamberliğinden şüpheye mi düştüler? Yahut Allah ve Rasûlü’nün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, aslında haksızlık edenler, bizzat kendileridir. ﴾50﴿
Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Rasûlü’ne çağrıldıkları zaman mü’minlerin yegâne sözü ancak: “Baş üstüne! İşittik ve itaat ettik” şeklinde olur. İşte kurtuluşa erecek olanlar, yalnız bunlardır. ﴾51﴿
Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat eder, Allah’tan korkar ve O’na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar ebedî başarı ve mutluluğa erenlerin tâ kendileridir. ﴾52﴿
Bir de o münafıklar, kendilerine emrettiğin takdirde, seninle birlikte savaşa çıkacaklarına dâir var güçleriyle Allah’a yemin ettiler. De ki: “Yemin etmenize gerek yok! Sizden istenen, sadece uygun bir şekilde itaat etmenizdir. Şüphesiz Allah, yaptığınız her şeyi en iyi bilmektedir.” ﴾53﴿