Âyetlerim size okunurken siz onları yalanlıyordunuz, öyle değil mi? ﴾105﴿
“Rabbimiz,” derler. “Bedbahtlığımız galebe çaldı da böyle bir sapıklar güruhu olup çıktık. ﴾106﴿
“Rabbimiz, bizi buradan çıkar. Bir daha eski halimize dönersek, işte o zaman zalimlerden oluruz.” ﴾107﴿
Allah “Kesin sesinizi!” buyurur. “Bir daha da Bana birşey söylemeyin. ﴾108﴿
“Benim kullarımdan bir topluluk vardı ki 'Rabbimiz, iman ettik. Sen de bizi bağışla, bize merhamet et. Sen merhametlilerin en merhametlisisin' derdi. ﴾109﴿
“Ve siz onları alaya alırdınız. Sonunda bu alaylarınız size Beni anmayı unutturdu da onlara gülüp durdunuz. ﴾110﴿
“Ben ise, sabretmelerinden dolayı bugün onları ödüllendirdim; artık onlar muratlarına ermiş bulunuyorlar.” ﴾111﴿
Allah “Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” buyurur. ﴾112﴿
“Ya bir gün, ya da günün bir bölümü kadar,” derler. “Onun hesabını tutanlara sor.” ﴾113﴿
Allah “Pek az kaldınız,” buyurur. “Keşke bunu vaktiyle bilseydiniz! ﴾114﴿
“Yoksa sizi boş yere yarattığımızı ve bir daha huzurumuza dönmeyeceğinizi mi sandınız?” ﴾115﴿
Gerçek egemenlik sahibi olan Allah'ın şânı ne yücedir! Ondan başka tanrı yoktur. O, çok şerefli Arş'ın Rabbidir. ﴾116﴿
Elinde onun tanrılığına dair hiçbir delil olmadığı halde, kim Allah ile beraber başka bir tanrıya dua ederse, onun Rabbi katında verilecek bir hesabı vardır. Öyle kâfirler asla iflâh olmazlar. ﴾117﴿
De ki: Rabbim, bağışla ve merhamet et. Merhamet edenlerin en hayırlısı Sensin. ﴾118﴿