Mü'minûn Sûresi
< 341 >
18. Cüz
Mü'minûn Sûresi
Mü'minûn (o mü'minler) muhakkak kurtuluşa ermiştir. ﴾1﴿ O kimseler (o mü'minlerdir) ki, onlar namazlarında huşû' (korku ve eziklik) içinde olanlardır. ﴾2﴿ Ve o kimseler ki, onlar boş şeylerden (boş söz ve işlerden) yüz çeviricidirler. ﴾3﴿ Ve o kimseler ki, onlar zekât (vermek) için çalışanlardır. ﴾4﴿ Ve o kimseler ki, onlar ırzlarını koruyucudurlar. ﴾5﴿ Ancak kendi eşleri veya sâhib oldukları câriyelerine karşı (olan münâsebetleri)müstesnâ. Çünki şübhesiz onlar (bundan dolayı) kınanmış kimseler değildir. ﴾6﴿ Artık kim bundan ötesini ararsa, işte onlar gerçekten haddi aşanlardır. ﴾7﴿ Yine o kimseler ki, onlar emânetlerine ve sözlerine riâyet edenlerdir. ﴾8﴿ Ve o kimseler ki, onlar namazlarını (erkânına riâyet ve ona devam ederek) korurlar. ﴾9﴿ İşte onlar, gerçekten (yüksek makamlara) vâris olanlardır. ﴾10﴿ Onlar ki, Firdevs (Cennetin)e vâris olurlar. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar. ﴾11﴿ Şânım hakkı için, (biz) insanı, çamurdan (süzülmüş) bir hulâsadan yarattık. ﴾12﴿ Sonra onu sağlam bir yerde (ana rahminde) bir nutfe (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsa) olarak yerleştirdik. ﴾13﴿ Sonra o nutfeyi bir alaka olarak yarattık, sonra o alakayı bir mudga olarak yarattık, sonra bu mudgayı birtakım kemikler hâlinde yarattık, sonra bu kemiklere bir et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla (insan olarak) meydana getirdik. İşte yaratanların en güzeli olan Allah, ne yücedir! ﴾14﴿ Sonra muhakkak ki siz, bunun ardından elbette ölecek olan kimselersiniz. ﴾15﴿ Sonra gerçekten siz, kıyâmet günü diriltileceksiniz. ﴾16﴿ Ve and olsun ki, sizin üstünüzde yedi yol (yedi gök) yarattık. (Biz)yaratılanlardan gafiller değiliz. ﴾17﴿
سُورَةُ الْمُؤْمِنُونَ
< ٣٤١ >
الجزء١٨
سُورَةُ الْمُؤْمِنُونَ
قَدْ اَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَۙ ﴿١﴾ اَلَّذ۪ينَ هُمْ ف۪ي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَۙ ﴿٢﴾ وَالَّذ۪ينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَۙ ﴿٣﴾ وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِلزَّكٰوةِ فَاعِلُونَۙ ﴿٤﴾ وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَۙ ﴿٥﴾ اِلَّا عَلٰٓى اَزْوَاجِهِمْ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُمْ فَاِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُوم۪ينَۚ ﴿٦﴾ فَمَنِ ابْتَغٰى وَرَٓاءَ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْعَادُونَۚ ﴿٧﴾ وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَۙ ﴿٨﴾ وَالَّذ۪ينَ هُمْ عَلٰى صَلَوَاتِهِمْ يُحَافِظُونَۢ ﴿٩﴾ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْوَارِثُونَۙ ﴿١٠﴾ اَلَّذ۪ينَ يَرِثُونَ الْفِرْدَوْسَۜ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿١١﴾ وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ ط۪ينٍۚ ﴿١٢﴾ ثُمَّ جَعَلْنَاهُ نُطْفَةً ف۪ي قَرَارٍ مَك۪ينٍۖ ﴿١٣﴾ ثُمَّ خَلَقْنَا النُّطْفَةَ عَلَقَةً فَخَلَقْنَا الْعَلَقَةَ مُضْغَةً فَخَلَقْنَا الْمُضْغَةَ عِظَامًا فَكَسَوْنَا الْعِظَامَ لَحْمًاۗ ثُمَّ اَنْشَأْنَاهُ خَلْقًا اٰخَرَۜ فَتَبَارَكَ اللّٰهُ اَحْسَنُ الْخَالِق۪ينَۜ ﴿١٤﴾ ثُمَّ اِنَّكُمْ بَعْدَ ذٰلِكَ لَمَيِّتُونَۜ ﴿١٥﴾ ثُمَّ اِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ تُبْعَثُونَ ﴿١٦﴾ وَلَقَدْ خَلَقْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعَ طَرَٓائِقَۗ وَمَا كُنَّا عَنِ الْخَلْقِ غَافِل۪ينَ ﴿١٧﴾

Önceki Sonraki


logo