Hâkka Sûresi
< 566 >
29. Cüz
Fir'avun ve ondan öncekiler ve altüst olan (şehir)ler(in halkı olan Lût kavmi) de o günah (şirk) ile geldi. ﴾9﴿ Öyle ki Rablerinin elçisine isyân ettiler de (Allah) onları (şiddeti gittikçe) artan bir yakalayışla yakalayıverdi! ﴾10﴿ (Nûh tûfânında her tarafı) su bastığında, şübhesiz ki biz sizi akıp giden (gemi)de taşıdık. ﴾11﴿ Tâ ki onu sizin için bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar, onu bellesin! ﴾12﴿ 13,14,15. Artık Sûr'a bir üfleyişle üflendiği, yer ve dağlar kaldırılıp bir darbe ile birbirine çarpıl(arak darmadağın edil)dikleri zaman, işte o gün olacak olan olmuş (kıyâmet kopmuş)tur! ﴾13﴿ 13,14,15. Artık Sûr'a bir üfleyişle üflendiği, yer ve dağlar kaldırılıp bir darbe ile birbirine çarpıl(arak darmadağın edil)dikleri zaman, işte o gün olacak olan olmuş (kıyâmet kopmuş)tur! ﴾14﴿ 13,14,15. Artık Sûr'a bir üfleyişle üflendiği, yer ve dağlar kaldırılıp bir darbe ile birbirine çarpıl(arak darmadağın edil)dikleri zaman, işte o gün olacak olan olmuş (kıyâmet kopmuş)tur! ﴾15﴿ Ve gök yarılmıştır; artık o gün o, (pek çürük ve) zayıftır! ﴾16﴿ Melek(ler) onun (göğün) etrâfındadır. Ve o gün Rabbinin arşını, onların üstünde olan sekiz (melek) taşır. ﴾17﴿ O gün (hesâb için Rabbinize) arz olunursunuz; sizden hiçbir sır, gizli kalmaz! ﴾18﴿ 19,20. İşte kitâbı sağ eline verilen kimseye gelince, (sevinerek) der ki: “Alın, kitâbımı okuyun; doğrusu ben, hesâbımla karşılaşacak kimse olduğumu gerçekten sezmiştim(bilmiştim)!” der. ﴾19﴿ 19,20. İşte kitâbı sağ eline verilen kimseye gelince, (sevinerek) der ki: “Alın, kitâbımı okuyun; doğrusu ben, hesâbımla karşılaşacak kimse olduğumu gerçekten sezmiştim(bilmiştim)!” der. ﴾20﴿ Artık o, hoşnud bir hayat içindedir! ﴾21﴿ Yüksek bir Cennette! ﴾22﴿ Meyveleri yakın (toplaması kolay)! ﴾23﴿ (Onlara denilir ki:) “Geçmiş günlerde (dünyada) işlediğiniz (sâlih ameller)e karşılık olarak âfiyetle yiyin, için!” ﴾24﴿ Hâlbuki kitâbı sol eline verilene gelince, artık (o) şöyle der: “Keşke bana kitâbım verilmeseydi!” ﴾25﴿ “Ve hesâbımın ne olduğunu bilmeseydim!” ﴾26﴿ “Keşke o (ölüm) işimi bitirmiş olsaydı!” ﴾27﴿ “Malım bana fayda vermedi!” ﴾28﴿ “Saltanatım benden yok olup gitti!” ﴾29﴿ (Allah, Cehennem bekçilerine şöyle buyurur:) “Tutun onu, hemen kendisini bağlayın!” ﴾30﴿ “Sonra Cehenneme atın onu!” ﴾31﴿ “Sonra hemen onu, boyu yetmiş arşın olan bir zincire vurun!” ﴾32﴿ “Çünki o, yüce Allah'a inanmazdı!” ﴾33﴿ “Yoksulu doyurmaya da teşvîk etmezdi!” ﴾34﴿
سُورَةُ الْحَاقَّةِ
< ٥٦٦ >
الجزء٢٩
وَجَٓاءَ فِرْعَوْنُ وَمَنْ قَبْلَهُ وَالْمُؤْتَفِكَاتُ بِالْخَاطِئَةِۚ ﴿٩﴾ فَعَصَوْا رَسُولَ رَبِّهِمْ فَاَخَذَهُمْ اَخْذَةً رَابِيَةً ﴿١٠﴾ اِنَّا لَمَّا طَغَا الْمَٓاءُ حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِۙ ﴿١١﴾ لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَٓا اُذُنٌ وَاعِيَةٌ ﴿١٢﴾ فَاِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ نَفْخَةٌ وَاحِدَةٌۙ ﴿١٣﴾ وَحُمِلَتِ الْاَرْضُ وَالْجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةً وَاحِدَةً ﴿١٤﴾ فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُۙ ﴿١٥﴾ وَانْشَقَّتِ السَّمَٓاءُ فَهِيَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌۙ ﴿١٦﴾ وَالْمَلَكُ عَلٰٓى اَرْجَٓائِهَاۜ وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَانِيَةٌۜ ﴿١٧﴾ يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفٰى مِنْكُمْ خَافِيَةٌ ﴿١٨﴾ فَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ بِيَم۪ينِه۪ فَيَقُولُ هَٓاؤُ۬مُ اقْرَؤُ۫ا كِتَابِيَهْۚ ﴿١٩﴾ اِنّ۪ي ظَنَنْتُ اَنّ۪ي مُلَاقٍ حِسَابِيَهْۚ ﴿٢٠﴾ فَهُوَ ف۪ي ع۪يشَةٍ رَاضِيَةٍۙ ﴿٢١﴾ ف۪ي جَنَّةٍ عَالِيَةٍۙ ﴿٢٢﴾ قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ ﴿٢٣﴾ كُلُوا وَاشْرَبُوا هَن۪ٓيـًٔا بِمَٓا اَسْلَفْتُمْ فِي الْاَيَّامِ الْخَالِيَةِ ﴿٢٤﴾ وَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ بِشِمَالِه۪ فَيَقُولُ يَا لَيْتَن۪ي لَمْ اُو۫تَ كِتَابِيَهْۚ ﴿٢٥﴾ وَلَمْ اَدْرِ مَا حِسَابِيَهْۚ ﴿٢٦﴾ يَا لَيْتَهَا كَانَتِ الْقَاضِيَةَۚ ﴿٢٧﴾ مَٓا اَغْنٰى عَنّ۪ي مَالِيَهْۚ ﴿٢٨﴾ هَلَكَ عَنّ۪ي سُلْطَانِيَهْۚ ﴿٢٩﴾ خُذُوهُ فَغُلُّوهُۙ ﴿٣٠﴾ ثُمَّ الْجَح۪يمَ صَلُّوهُۙ ﴿٣١﴾ ثُمَّ ف۪ي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَاسْلُكُوهُۜ ﴿٣٢﴾ اِنَّهُ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ الْعَظ۪يمِۙ ﴿٣٣﴾ وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۜ ﴿٣٤﴾

Önceki Sonraki


logo