Teğabün Sûresi
< 555 >
28. Cüz
Teğabün Sûresi
Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Egemenlik Onundur; bütün övgüler Ona aittir. Onun gücü herşeye yeter. ﴾1﴿ Sizi O yarattı; sonra kiminiz kâfir oldu, kiminiz mü'min. Allah ise bütün yaptıklarınızı görmektedir. ﴾2﴿ O gökleri ve yeri hak ile yarattı. Size de bir suret verdi, sonra suretinizi güzelleştirdi. Dönüş yine Onun huzurunadır. ﴾3﴿ O göklerde ve yerde olanı da bilir, sizin gizlediğinizi ve açığa vurduğunuzu da. Allah, gönüllerde saklı olanı da hakkıyla bilir. ﴾4﴿ Daha önceki kâfirlerin haberi size gelmedi mi? Onlar yaptıklarının cezasını tattılar. Âhirette de onlar için acı bir azap vardır. ﴾5﴿ Çünkü peygamberleri onlara apaçık deliller getirdiğinde, “Bize bir beşer mi yol gösterecek?” demişlerdi. Onlar inkâr edip yüz çevirdiler; oysa onların imanına Allah'ın ihtiyacı yoktu. Gerçekte Allah hiçbir şeye muhtaç değildir; bütün âlemlerin övgüleri de Ona aittir. ﴾6﴿ İnkâr edenler, hiç diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: Evet, Rabbime and olsun, diriltileceksiniz. Sonra da yapmış olduklarınız size bildirilecek. Bu ise Allah için pek kolaydır. ﴾7﴿ Onun için, Allah'a, Resulüne ve indirmiş olduğumuz nura iman edin. Zira Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. ﴾8﴿ Sizi o büyük toplanma günü için bir araya getirdiği gün, aldanmaların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah'a iman eder ve güzel işler yaparsa, Allah onun günahlarını örter ve onu, ebediyen kalmak üzere, altından ırmaklar akan Cennetlere koyar. Bu ise pek büyük bahtiyarlıktır. ﴾9﴿
سُورَةُ التَّغَابُنِ
< ٥٥٥ >
الجزء٢٨
سُورَةُ التَّغَابُنِ
يُسَبِّحُ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۚ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ ﴿١﴾ هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ فَمِنْكُمْ كَافِرٌ وَمِنْكُمْ مُؤْمِنٌۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ ﴿٢﴾ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِالْحَقِّ وَصَوَّرَكُمْ فَاَحْسَنَ صُوَرَكُمْۚ وَاِلَيْهِ الْمَص۪يرُ ﴿٣﴾ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ ﴿٤﴾ اَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَؤُا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُۘ فَذَاقُوا وَبَالَ اَمْرِهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿٥﴾ ذٰلِكَ بِاَنَّهُ كَانَتْ تَأْت۪يهِمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالُٓوا اَبَشَرٌ يَهْدُونَنَاۘ فَكَفَرُوا وَتَوَلَّوْا وَاسْتَغْنَى اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ غَنِيٌّ حَم۪يدٌ ﴿٦﴾ زَعَمَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَنْ لَنْ يُبْعَثُواۜ قُلْ بَلٰى وَرَبّ۪ي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُ۬نَّ بِمَا عَمِلْتُمْۜ وَذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يرٌ ﴿٧﴾ فَاٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَالنُّورِ الَّذ۪ٓي اَنْزَلْنَاۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ ﴿٨﴾ يَوْمَ يَجْمَعُكُمْ لِيَوْمِ الْجَمْعِ ذٰلِكَ يَوْمُ التَّغَابُنِۜ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّـَٔاتِه۪ وَيُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ ﴿٩﴾

Önceki Sonraki


logo