En'âm Sûresi
< 132 >
7. Cüz
Böylece, zulmeden kavmin kökü kesildi. Hamd ise, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur! ﴾45﴿ De ki: “Söyleyin bakalım! Eğer Allah, kulağınızı ve gözlerinizi alırsa ve kalblerinizi mühürlerse, Allah'dan başka onu size getirecek ilâh kimdir?” Bak, âyetleri nasıl açıklıyoruz; sonra onlar (nasıl da) yüz çeviriyorlar! ﴾46﴿ De ki: “Söyleyin bakalım! Eğer size Allah'ın azâbı ansızın veya açıkça gelirse, zâlimler topluluğundan başkası mı helâk edilir?” ﴾47﴿ Hâlbuki (biz,) peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve (aynı zamanda) korkutucular olarak göndeririz. O hâlde kim îmân edip (hâlini) ıslâh ederse, artık onlara bir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar. ﴾48﴿ Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, isyân etmekte olduklarından dolayı onlara azab dokunacaktır! ﴾49﴿ De ki: “Size, 'Allah'ın hazîneleri benim yanımdadır!' demiyorum; gaybı da bilmem; size, 'Şübhesiz ben bir meleğim' de demiyorum! (Ben) ancak bana vahyolunana tâbi' olurum.” De ki: “Kör ile gören (kâfir ile mü'min) bir olur mu?” Hiç düşünmez misiniz? ﴾50﴿ Ve Rablerinin huzûrunda toplanacaklarından korkanları, onunla (Kur'ân ile)korkut; onlar için O'ndan (O Rablerinden) başka ne bir dost, ne de bir şefâatçi vardır; tâ ki(günahlardan) sakınsınlar. ﴾51﴿ Ve O'nun rızâsını isteyerek sabah akşam Rablerine duâ edenleri kovma! Onların(fakir mü'minleri senin yanında görmek istemeyen o müşriklerin) hesâbından sana bir şey yok, senin hesâbından da onlara bir şey yok ki onları (o mü'minleri) kovup da zâlimlerden olasın! ﴾52﴿
سُورَةُ الْاَنْعَامِ
< ١٣٢ >
الجزء٧
فَقُطِعَ دَابِرُ الْقَوْمِ الَّذ۪ينَ ظَلَمُواۜ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿٤٥﴾ قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأْت۪يكُمْ بِهِۜ اُنْظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الْاٰيَاتِ ثُمَّ هُمْ يَصْدِفُونَ ﴿٤٦﴾ قُلْ اَرَاَيْتَكُمْ اِنْ اَتٰيكُمْ عَذَابُ اللّٰهِ بَغْتَةً اَوْ جَهْرَةً هَلْ يُهْلَكُ اِلَّا الْقَوْمُ الظَّالِمُونَ ﴿٤٧﴾ وَمَا نُرْسِلُ الْمُرْسَل۪ينَ اِلَّا مُبَشِّر۪ينَ وَمُنْذِر۪ينَۚ فَمَنْ اٰمَنَ وَاَصْلَحَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ ﴿٤٨﴾ وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا يَمَسُّهُمُ الْعَذَابُ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ ﴿٤٩﴾ قُلْ لَٓا اَقُولُ لَكُمْ عِنْد۪ي خَزَٓائِنُ اللّٰهِ وَلَٓا اَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلَٓا اَقُولُ لَكُمْ اِنّ۪ي مَلَكٌۚ اِنْ اَتَّبِعُ اِلَّا مَا يُوحٰٓى اِلَيَّۜ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْاَعْمٰى وَالْبَص۪يرُۜ اَفَلَا تَتَفَكَّرُونَ۟ ﴿٥٠﴾ وَاَنْذِرْ بِهِ الَّذ۪ينَ يَخَافُونَ اَنْ يُحْشَرُٓوا اِلٰى رَبِّهِمْ لَيْسَ لَهُمْ مِنْ دُونِه۪ وَلِيٌّ وَلَا شَف۪يعٌ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ ﴿٥١﴾ وَلَا تَطْرُدِ الَّذ۪ينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدٰوةِ وَالْعَشِيِّ يُر۪يدُونَ وَجْهَهُۜ مَا عَلَيْكَ مِنْ حِسَابِهِمْ مِنْ شَيْءٍ وَمَا مِنْ حِسَابِكَ عَلَيْهِمْ مِنْ شَيْءٍ فَتَطْرُدَهُمْ فَتَكُونَ مِنَ الظَّالِم۪ينَ ﴿٥٢﴾

Önceki Sonraki


logo