Meryem Sûresi
< 304 >
16. Cüz
Meryem Sûresi
Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd ﴾1﴿ Bu sana okuyacağımız âyetler, Rabbinin kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini bir anıştır. ﴾2﴿ O, Rabbine gizlice yalvardığı zaman, ﴾3﴿ Şöyle demişti: “-Ey Rabbim, doğrusu ben (o kimseyim ki), benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başımın saçı bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiç bir zaman mahrum olmadım. ﴾4﴿ Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek vârislerden endişedeyim. Karım da kısır bulunuyor. Onun için bana bir çocuk ihsan buyur, ﴾5﴿ Ki bana da mirascı olsun, Yâkub ailesine de mîrascı olsun. Rabbim, sen onu (söz ve hareketleriyle) rızâna kavuştur.” ﴾6﴿ (Cenâb-ı Hak şöyle buyurdu); Ey Zekeriyya! Gerçekten biz sana bir oğul müjdeliyoruz ki, adı Yahya'dır; bundan önce ona hiç bir adaş yapmadık. ﴾7﴿ Zekeriyya dedi ki: “- Rabbim, benim nereden bir oğlum olacak? Hanımım kısır bulunuyor, ben de ihtiyarlığın son haddine vardım.” ﴾8﴿ (Cebrâil ona şöyle) dedi: “- Dediğin gibidir, fakat Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak bana kolaydır. Bundan önce seni yarattım, halbuki hiç bir şey değildin.” ﴾9﴿ Zekeriyya şöyle dedi: (Ailemin hamlini anlamak hususunda) Rabbim bana bir alâmet ver. Allah buyurdu ki, senin alâmetin, sapasağlam olduğun halde üç gün insanlarla konuşamaz hale gelmendir. ﴾10﴿ Nihayet (hanımına hamil vakti gelip de konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı (Zekeriyya) çıktı da, onlara: “- Sabah ve akşam namaz kılın.” diye işaret etti. ﴾11﴿
سُورَةُ مَرْيَمَ
< ٣٠٤ >
الجزء١٦
سُورَةُ مَرْيَمَ
كٓهٰيٰعٓصٓۜ ﴿١﴾ ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّاۚ ﴿٢﴾ اِذْ نَادٰى رَبَّهُ نِدَٓاءً خَفِيًّا ﴿٣﴾ قَالَ رَبِّ اِنّ۪ي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنّ۪ي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ اَكُنْ بِدُعَٓائِكَ رَبِّ شَقِيًّا ﴿٤﴾ وَاِنّ۪ي خِفْتُ الْمَوَالِيَ مِنْ وَرَٓاء۪ي وَكَانَتِ امْرَاَت۪ي عَاقِرًا فَهَبْ ل۪ي مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّاۚ ﴿٥﴾ يَرِثُن۪ي وَيَرِثُ مِنْ اٰلِ يَعْقُوبَۗ وَاجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا ﴿٦﴾ يَا زَكَرِيَّٓا اِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍۨ اسْمُهُ يَحْيٰىۙ لَمْ نَجْعَلْ لَهُ مِنْ قَبْلُ سَمِيًّا ﴿٧﴾ قَالَ رَبِّ اَنّٰى يَكُونُ ل۪ي غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَاَت۪ي عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا ﴿٨﴾ قَالَ كَذٰلِكَۚ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِنْ قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْـًٔا ﴿٩﴾ قَالَ رَبِّ اجْعَلْ ل۪ٓي اٰيَةًۜ قَالَ اٰيَتُكَ اَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلٰثَ لَيَالٍ سَوِيًّا ﴿١٠﴾ فَخَرَجَ عَلٰى قَوْمِه۪ مِنَ الْمِحْرَابِ فَاَوْحٰٓى اِلَيْهِمْ اَنْ سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا ﴿١١﴾

Önceki Sonraki


logo