Allah şöyle buyurdu: “Ey Nûh! O kesinlikle senin ailenden değildir. Çünkü onun bütün hayatı yanlış bir inanç ve amel üzere kuruluydu. O halde hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi sakın benden isteme. Şüphesiz ben, câhillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.”﴾46﴿Nûh şöyle yalvardı: “Rabbim! Doğrusu ben, hakkında bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen elbette ziyana uğrayanlardan olurum.”﴾47﴿Ona şöyle buyruldu: “Ey Nûh! Sana ve seninle beraber bulunanların neslinden gelecek mü’min ümmetlere vereceğimiz selâmet ve bereketlerle gemiden in. Onların neslinden öyle topluluklar da gelecek ki, biz onları dünyada bir müddet faydalandıracağız, sonra da tarafımızdan kendilerine çok acı bir azap dokunacaktır.”﴾48﴿Rasûlüm! İşte bunlar sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Daha önce bunları ne sen biliyordun, ne de kavmin. O halde sabret; çünkü dünya ve âhirette hayırlı son takvâ sahiplerinindir.﴾49﴿Âd kavmine de kardeşleri Hûd’u peygamber gönderdik. Onlara şöyle dedi: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin; sizin için O’ndan başka hiçbir tanrı yoktur. Siz ise Allah’tan başkasını tanrı sayarak O’na iftira edip duruyorsunuz.”﴾50﴿“Ey kavmim! Tebliğime karşı sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak, beni bana has özelliklerle yoktan yaratana aittir. Hiç mi aklınızı çalıştırmıyorsunuz?”﴾51﴿“Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin ki üzerinize bol bol yağmur göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın. Sakın siz, günah işlemekte ısrar ederek dâvetimden yüz çevirmeyin!”﴾52﴿Kavmi şöyle dedi: “Ey Hûd! Sen bize iddianı ispat edecek açık bir mûcize göstermedin. Biz de, sadece senin sözüne bakarak kalkıp tanrılarımızı terk edecek değiliz; sana inanacak da değiliz.”﴾53﴿