Nuh gemiyi yapıyor, kavminin ileri gelenleri de oradan her geçişlerinde onunla alay ediyorlardı. Nuh ise, “Siz bizimle eğleniyorsanız, birgün biz de sizinle eğleniriz,” diyordu. “Tıpkı sizin şimdi eğlendiğiniz gibi. ﴾38﴿
“Hor ve hakir edici azap kime gelir, sürekli azap kimin başında kalır, yakında bileceksiniz.” ﴾39﴿
Nihayet emrimiz geldi, sular kaynamaya başladı. Ve Nuh'a dedik ki: “Hepsinden birer çift ile hakkında azap hükmü verilmiş olanlar dışında aileni ve iman edenleri gemiye al.” Zaten onunla beraber iman eden pek az kişi vardı. ﴾40﴿
Nuh “Gemiye binin,” dedi. “Onun yüzmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Rabbim ise çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.” ﴾41﴿
Gemi içindekilerle beraber dağ gibi dalgalar arasında yüzerken, Nuh, bir tarafa çekilmiş bulunan oğluna seslenerek, “Evlâdım, gel bizimle beraber gemiye bin de kâfirlerden olma” dedi. ﴾42﴿
O ise “Bir dağa sığınırım, o beni sudan korur” diye cevap verdi. Nuh dedi ki: “Bugün Allah'ın merhamet ettiklerinden başkasını Onun emrinden hiç kimse kurtaramaz.” Derken aralarına dalga girdi, o da boğulup gitti. ﴾43﴿
Ve denildi ki: “Ey yer, suyunu yut; ey gök, suyunu tut.” Su çekildi, iş bitirildi, gemi Cûdî'ye oturdu. Ve “Zalimler güruhu yok olsun” denildi. ﴾44﴿
Nuh Rabbine niyaz ederek dedi ki: “Rabbim, oğlum benim ailemdendir. Senin vaadin de gerçektir. Sen ise Hâkimlerin Hâkimisin.” ﴾45﴿