Onlar yeryüzünde Allah'ı âciz bırakamaz, kendilerine Allah'tan başka yardımcı da bulamazlar. Azapları ise kat kat olur. Çünkü işitmeye tahammülleri yoktu; görmemekte de ısrar ediyorlardı.﴾20﴿İşte onlar kendilerini hüsrana düşürmüş olanlardır. Uydurdukları şeyler ise kendilerini bırakıp kaybolmuştur.﴾21﴿Hiç şüphe yok ki, âhirette onlar en fazla ziyana uğrayacak olanlardır.﴾22﴿İman eden, güzel işler yapan ve Rablerine gönülden itaat edenlere gelince, işte onlar Cennet ehlidir; orada sürekli kalacaklardır.﴾23﴿Bu iki topluluğun durumu, kör ve sağır kişi ile gören ve işiten kişinin durumu gibidir. Bu ikisi bir olur mu hiç? Hâlâ düşünmez misiniz?﴾24﴿Biz Nuh'u da kavmine gönderdik. O dedi ki: “Ben size apaçık bir uyarıcıyım.﴾25﴿“Allah'tan başkasına kulluk etmemeniz için gönderildim. Ben sizin hakkınızda acı bir günün azabından kaygılanıyorum.”﴾26﴿Kavminin ileri gelen inkârcıları, “Biz seni kendimiz gibi bir beşer olarak görüyoruz,” dediler. “Sana uyanların da bizim en aşağılıklarımızın olduğu ilk bakışta anlaşılıyor. Sizde bize karşı hiçbir üstünlük görmüyoruz ve sizin yalancı olduğunuzu düşünüyoruz.”﴾27﴿Nuh “Söyleyin bana, ey kavmim,” dedi. “Eğer ben Rabbimden açık bir delil üzere isem ve O bana kendi katından bir rahmet bağışlamış da siz buna karşı körlük içinde kalmışsanız, istemediğiniz halde biz size bunu zorla mı kabul ettireceğiz?﴾28﴿