Hicr Sûresi
< 264 >
14. Cüz
Hani onun yanına girmişler de, “Selâm (senin üzerine olsun!)” demişlerdi. (O da onlara yemek ikrâm etmesine rağmen, yemediklerini görünce): “Doğrusu biz, sizden endişe eden kimseleriz!” demişti. ﴾52﴿ (Melekler ise kendilerini tanıtarak:) “Endişelenme! Çünki biz, seni çok âlim(olacak) bir oğul ile müjdeliyoruz!” dediler. ﴾53﴿ (İbrâhîm de:) “Beni mi müjdelediniz, bana ihtiyarlık gelip çatmışken? O hâlde(beni) ne ile müjdeliyorsunuz?” dedi. ﴾54﴿ (Melekler:) “Seni hak ile (muhakkak olacak bir şeyle) müjdeledik; onun için ümîdi kesenlerden olma!” dediler. ﴾55﴿ (İbrâhîm:) “Zâten dalâlete düşenlerden başka Rabbinin rahmetinden kim ümid keser?” dedi. ﴾56﴿ “Ey elçiler! Başka ne işiniz (ne vazîfeniz) var?” dedi. ﴾57﴿ (Onlar) şöyle dediler: “Doğrusu biz bir günahkârlar topluluğuna (Lût kavmine)gönderildik.” ﴾58﴿ “Ancak Lût âilesi müstesnâ. Doğrusu biz, elbette onların hepsini kurtarıcı olanlarız.” ﴾59﴿ “Ancak karısı hâriç; şübhesiz ki onun (isyankârlığı yüzünden) geride kalanlardan olmasını takdîr ettik.” ﴾60﴿ 61,62. Nihâyet elçiler Lût âilesine geldiğinde, (Lût onlara:) “Doğrusu siz (buralarda pek) tanınmamış bir topluluksunuz” dedi. ﴾61﴿ 61,62. Nihâyet elçiler Lût âilesine geldiğinde, (Lût onlara:) “Doğrusu siz (buralarda pek) tanınmamış bir topluluksunuz” dedi. ﴾62﴿ Dediler ki: “Hayır, (biz) sana (kavminin), hakkında şübhe etmekte oldukları şeyi(azâbı) getirdik!” ﴾63﴿ “Ve sana hak ile (kavminin hak ettiği bir azâb ile) geldik; muhakkak ki biz, elbette doğru (söyleyen) kimseleriz.” ﴾64﴿ “Artık gecenin bir kısmında âileni yola çıkar ve arkalarından git; hem içinizden hiç kimse ardına bakmasın ve emrolunduğunuz yere (Şam'a) gidin!” ﴾65﴿ Ona (Lût'a) şu (kesin) emri de vahyettik: “Sabaha ulaşan kimseler iken, onların (o fâsık kavmin) ardı mutlaka kesilmiş olacaktır (helâk olacaklardır)!” ﴾66﴿ Şehir halkı ise (misâfirlerin yanına çirkin bir niyetle) sevinerek geldi. ﴾67﴿ (Lût) dedi ki: “Doğrusu bunlar benim misâfirlerimdir; artık beni mahcûb etmeyin!” ﴾68﴿ “Hem Allah'dan sakının ve beni rezîl etmeyin!” ﴾69﴿ (Onlar:) “Seni elâlem(in işine karışmak)tan men' etmedik mi?” dediler. ﴾70﴿
سُورَةُ الْحِجْرِ
< ٢٦٤ >
الجزء١٤
اِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَامًاۜ قَالَ اِنَّا مِنْكُمْ وَجِلُونَ ﴿٥٢﴾ قَالُوا لَا تَوْجَلْ اِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ عَل۪يمٍ ﴿٥٣﴾ قَالَ اَبَشَّرْتُمُون۪ي عَلٰٓى اَنْ مَسَّنِيَ الْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ ﴿٥٤﴾ قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِط۪ينَ ﴿٥٥﴾ قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓالُّونَ ﴿٥٦﴾ قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ اَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ ﴿٥٧﴾ قَالُٓوا اِنَّٓا اُرْسِلْنَٓا اِلٰى قَوْمٍ مُجْرِم۪ينَۙ ﴿٥٨﴾ اِلَّٓا اٰلَ لُوطٍۜ اِنَّا لَمُنَجُّوهُمْ اَجْمَع۪ينَۙ ﴿٥٩﴾ اِلَّا امْرَاَتَهُ قَدَّرْنَٓاۙ اِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِر۪ينَ۟ ﴿٦٠﴾ فَلَمَّا جَٓاءَ اٰلَ لُوطٍۨ الْمُرْسَلُونَۙ ﴿٦١﴾ قَالَ اِنَّكُمْ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ ﴿٦٢﴾ قَالُوا بَلْ جِئْنَاكَ بِمَا كَانُوا ف۪يهِ يَمْتَرُونَ ﴿٦٣﴾ وَاَتَيْنَاكَ بِالْحَقِّ وَاِنَّا لَصَادِقُونَ ﴿٦٤﴾ فَاَسْرِ بِاَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ الَّيْلِ وَاتَّبِعْ اَدْبَارَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ اَحَدٌ وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ ﴿٦٥﴾ وَقَضَيْنَٓا اِلَيْهِ ذٰلِكَ الْاَمْرَ اَنَّ دَابِرَ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ مَقْطُوعٌ مُصْبِح۪ينَ ﴿٦٦﴾ وَجَٓاءَ اَهْلُ الْمَد۪ينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ ﴿٦٧﴾ قَالَ اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ ضَيْف۪ي فَلَا تَفْضَحُونِۙ ﴿٦٨﴾ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَلَا تُخْزُونِ ﴿٦٩﴾ قَالُٓوا اَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَم۪ينَ ﴿٧٠﴾

Önceki Sonraki


logo