And olsun ki (biz), gökte burçlar yaptık ve onu, seyreden kimseler için süsledik! ﴾16﴿
Hem onu, her kovulmuş olan şeytandan koruduk. ﴾17﴿
Ancak kulak hırsızlığı eden olursa, onu da apaçık parlak (yakıcı) bir ateş parçası ta'kib eder. ﴾18﴿
Yeryüzünü ise yaydık; oraya sâbit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü herşeyden (her nebâttan) bitirdik. ﴾19﴿
Hem orada, gerek sizin için, gerekse rızık vericileri olmadığınız (etrâfınızdaki)kimse(ler) için geçim vâsıtaları kıldık. ﴾20﴿
Hiçbir şey de yoktur ki, onun hazîneleri yanımızda olmasın; artık onu ancak belli bir mikdarda indiririz. ﴾21﴿
Rüzgârları ise aşılayıcılar olarak gönderdik de gökten bir su indirip böylece onunla sizi suladık. Hem onu (o suları), mahzenler(in)de tutanlar siz değilsiniz. ﴾22﴿
Şübhesiz ki biz ise, elbette hem hayat veririz, hem öldürürüz; (mahlûkatın) hepsine vâris olanlar da biziz! ﴾23﴿
And olsun ki, sizden önce gelip geçenleri de biliriz; şübhesiz (kıyâmete kadar) geri kalanları da biliriz. ﴾24﴿
Muhakkak ki onları (mahşerde) ancak Rabbin toplayacaktır. Çünki O, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır, Alîm (herşeyi bilen)dir. ﴾25﴿
Şübhesiz insanı, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık. ﴾26﴿
(Cinlerin babası olan) Cânn'ı da, daha önce sıcağıyla öldüren (dumansız) ateşten yaratmıştık. ﴾27﴿
Hani Rabbin meleklere buyurmuştu ki: “Şübhesiz ben, kuru bir çamurdan, sûretlenmiş bir balçıktan bir insan yaratıcı olan (Rabbiniz)im.” ﴾28﴿
“Artık onu (insan olarak yaratıp) düzelttiğimde ve ona (yarattığım) rûhumdanüflediğimde, hemen ona secde ediciler olarak yere kapanın!” ﴾29﴿
Bunun üzerine meleklerin hepsi, hep birlikte secde etti. ﴾30﴿
Ancak (cinlerden olan) İblis hâriç! (O,) secde edenlerle berâber olmaktan kaçındı! ﴾31﴿