Duhân Sûresi
< 497 >
25. Cüz
Şübhesiz ki (hak ile bâtılın birbirinden ayrılarak hüküm verileceği) o ayırış günü, onların hep birlikte buluşma vaktidir. ﴾40﴿ O gün, bir dostun bir dosta hiçbir faydası olmaz ve onlar yardım olunmazlar. ﴾41﴿ Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler müstesnâ. Şübhesiz ki Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Rahîm (çok merhamet edici) olan ancak O'dur. ﴾42﴿ 43,44. Muhakkak ki zakkum ağacı, çok günahkâr olan kimsenin yemeğidir! ﴾43﴿ 43,44. Muhakkak ki zakkum ağacı, çok günahkâr olan kimsenin yemeğidir! ﴾44﴿ 45,46. (O zakkum) erimiş ma'den gibidir! Sıcak suyun kaynayışı gibi karınlarda kaynar! ﴾45﴿ 45,46. (O zakkum) erimiş ma'den gibidir! Sıcak suyun kaynayışı gibi karınlarda kaynar! ﴾46﴿ (Sonra Zebânîlere şöyle emredilir:) “Onu tutun da kendisini Cehennemin ortasına sürükleyin!” ﴾47﴿ “Sonra başının üstüne kaynar su azâbından dökün!” ﴾48﴿ (Ve ona denir ki:) “Tat (bakalım)! Çünki (zannınca) güçlü olan, şerefli olan ancak sendin!” ﴾49﴿ “Şübhesiz bu (azab), hakkında şübhe edip durduğunuz şeydir!” ﴾50﴿ Muhakkak ki takvâ sâhibleri, emin bir makamdadırlar. ﴾51﴿ Bahçelerde ve pınar başlarında! ﴾52﴿ İnce ipekten ve kalın ipekten (elbiseler) giyerek karşılıklı oturanlardır. ﴾53﴿ İşte böyle! Hem onları iri gözlü hûrilerle evlendirmişizdir. ﴾54﴿ Orada emniyet içinde kimseler olarak (canlarının çektiği) her meyveyi isterler. ﴾55﴿ 56,57. İlk ölümden (dünyadaki vefatlarından) başka orada ölüm tatmazlar ve Rabbinden bir lütuf olarak (Allah) onları Cehennem azâbından korumuştur. İşte büyük kurtuluş budur! ﴾56﴿ 56,57. İlk ölümden (dünyadaki vefatlarından) başka orada ölüm tatmazlar ve Rabbinden bir lütuf olarak (Allah) onları Cehennem azâbından korumuştur. İşte büyük kurtuluş budur! ﴾57﴿ Artık onu (o Kur'ân'ı) sâdece senin dilinle (indirerek insanlara) kolaylaştırdık; tâ ki ibret alsınlar. ﴾58﴿ O hâlde (eğer dinlemezlerse, onların helâkini) gözetle; doğrusu onlar da (senin başına bir şey gelmesini) gözetleyicidirler. ﴾59﴿
سُورَةُ الدُّخَانِ
< ٤٩٧ >
الجزء٢٥
اِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ م۪يقَاتُهُمْ اَجْمَع۪ينَۙ ﴿٤٠﴾ يَوْمَ لَا يُغْن۪ي مَوْلًى عَنْ مَوْلًى شَيْـًٔا وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَۙ ﴿٤١﴾ اِلَّا مَنْ رَحِمَ اللّٰهُۜ اِنَّهُ هُوَ الْعَز۪يزُ الرَّح۪يمُ۟ ﴿٤٢﴾ اِنَّ شَجَرَتَ الزَّقُّومِۙ ﴿٤٣﴾ طَعَامُ الْاَث۪يمِۚۛ ﴿٤٤﴾ كَالْمُهْلِۚۛ يَغْل۪ي فِي الْبُطُونِۙ ﴿٤٥﴾ كَغَلْيِ الْحَم۪يمِ ﴿٤٦﴾ خُذُوهُ فَاعْتِلُوهُ اِلٰى سَوَٓاءِ الْجَح۪يمِۚ ﴿٤٧﴾ ثُمَّ صُبُّوا فَوْقَ رَأْسِه۪ مِنْ عَذَابِ الْحَم۪يمِۜ ﴿٤٨﴾ ذُقْۚۙ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْكَر۪يمُ ﴿٤٩﴾ اِنَّ هٰذَا مَا كُنْتُمْ بِه۪ تَمْتَرُونَ ﴿٥٠﴾ اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي مَقَامٍ اَم۪ينٍۙ ﴿٥١﴾ ف۪ي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۚ ﴿٥٢﴾ يَلْبَسُونَ مِنْ سُنْدُسٍ وَاِسْتَبْرَقٍ مُتَقَابِل۪ينَۚ ﴿٥٣﴾ كَذٰلِكَ۠ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ ع۪ينٍۜ ﴿٥٤﴾ يَدْعُونَ ف۪يهَا بِكُلِّ فَاكِهَةٍ اٰمِن۪ينَۙ ﴿٥٥﴾ لَا يَذُوقُونَ ف۪يهَا الْمَوْتَ اِلَّا الْمَوْتَةَ الْاُو۫لٰىۚ وَوَقٰيهُمْ عَذَابَ الْجَح۪يمِۙ ﴿٥٦﴾ فَضْلًا مِنْ رَبِّكَۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ ﴿٥٧﴾ فَاِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ ﴿٥٨﴾ فَارْتَقِبْ اِنَّهُمْ مُرْتَقِبُونَ ﴿٥٩﴾

Önceki Sonraki


logo