Şuarâ Sûresi
< 369 >
19. Cüz
Nihâyet iki topluluk birbirini görünce, Mûsâ'nın arkadaşları: “Muhakkak ki biz, elbet (kendilerine) yetişilmiş kimseleriz!” dedi. ﴾61﴿ (Mûsâ:) “Aslâ! Rabbim şübhesiz benimle berâberdir; bana yol gösterecektir” dedi. ﴾62﴿ Bunun üzerine Mûsâ'ya: “Asânla denize vur!” diye vahyettik. (Vurunca deniz)hemen yarıldı (ve on iki yol açıldı) da herbir parça (pek) büyük dağ gibi oluverdi! ﴾63﴿ Ötekileri (Fir'avun ve askerlerini) de buraya yaklaştırdık. ﴾64﴿ Ve Mûsâ ile berâberinde bulunanların hepsini kurtardık. ﴾65﴿ Sonra ötekilerini suda boğduk. ﴾66﴿ Şübhesiz ki bunda, elbette bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir. ﴾67﴿ Muhakkak ki, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Rahîm (çok merhamet eden)elbette ancak Rabbindir. ﴾68﴿ (Habîbim, yâ Muhammed!) Onlara İbrâhîm'in haberini de oku! ﴾69﴿ Hani, babasına ve kavmine: “(Siz) nelere tapıyorsunuz?” demişti. ﴾70﴿ (Onlar:) “Birtakım putlara tapıyoruz, öyle ki (biz) onlara tapmakta devam eden kimseleriz” dediler. ﴾71﴿ (İbrâhîm:) “Peki duâ ettiğiniz zaman (onlar) sizi işitiyorlar mı?” dedi. ﴾72﴿ “Yâhut size fayda sağlıyor veya zarar verebiliyorlar mı?” ﴾73﴿ (Onlar:) “Hayır! (Biz) atalarımızı böyle yapar bulduk” dediler. ﴾74﴿ 75,76. (İbrâhîm) dedi ki: “Siz ve önceki atalarınız, artık nelere tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?” ﴾75﴿ 75,76. (İbrâhîm) dedi ki: “Siz ve önceki atalarınız, artık nelere tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?” ﴾76﴿ “İşte şübhesiz ki onlar (ilâh edindiğiniz şeyler), benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi müstesnâ!” ﴾77﴿ “(O,) beni yaratandır; bana doğru yolu gösteren de O'dur!” ﴾78﴿ “Beni yediren de, beni içiren de ancak O'dur!” ﴾79﴿ “Hem hastalandığım zaman da bana O şifâ verir!” ﴾80﴿ “O ki, beni vefât ettirecek; sonra beni diriltecek.” ﴾81﴿ “Dîn (hesab) günü hatâlarımı benim için bağışlayacağını umduğum O'dur!” ﴾82﴿ “Rabbim! Bana hikmet ihsan buyur ve beni sâlih kimseler arasına kat!” ﴾83﴿
سُورَةُ الشُّعَرَاءِ
< ٣٦٩ >
الجزء١٩
فَلَمَّا تَرَٓاءَ الْجَمْعَانِ قَالَ اَصْحَابُ مُوسٰٓى اِنَّا لَمُدْرَكُونَۚ ﴿٦١﴾ قَالَ كَلَّاۚ اِنَّ مَعِيَ رَبّ۪ي سَيَهْد۪ينِ ﴿٦٢﴾ فَاَوْحَيْنَٓا اِلٰى مُوسٰٓى اَنِ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْبَحْرَۜ فَانْفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرْقٍ كَالطَّوْدِ الْعَظ۪يمِۚ ﴿٦٣﴾ وَاَزْلَفْنَا ثَمَّ الْاٰخَر۪ينَۚ ﴿٦٤﴾ وَاَنْجَيْنَا مُوسٰى وَمَنْ مَعَهُٓ اَجْمَع۪ينَۚ ﴿٦٥﴾ ثُمَّ اَغْرَقْنَا الْاٰخَر۪ينَۜ ﴿٦٦﴾ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةًۜ وَمَا كَانَ اَكْثَرُهُمْ مُؤْمِن۪ينَ ﴿٦٧﴾ وَاِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَز۪يزُ الرَّح۪يمُ۟ ﴿٦٨﴾ وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ اِبْرٰه۪يمَۢ ﴿٦٩﴾ اِذْ قَالَ لِاَب۪يهِ وَقَوْمِه۪ مَا تَعْبُدُونَ ﴿٧٠﴾ قَالُوا نَعْبُدُ اَصْنَامًا فَنَظَلُّ لَهَا عَاكِف۪ينَ ﴿٧١﴾ قَالَ هَلْ يَسْمَعُونَكُمْ اِذْ تَدْعُونَۙ ﴿٧٢﴾ اَوْ يَنْفَعُونَكُمْ اَوْ يَضُرُّونَ ﴿٧٣﴾ قَالُوا بَلْ وَجَدْنَٓا اٰبَٓاءَنَا كَذٰلِكَ يَفْعَلُونَ ﴿٧٤﴾ قَالَ اَفَرَاَيْتُمْ مَا كُنْتُمْ تَعْبُدُونَۙ ﴿٧٥﴾ اَنْتُمْ وَاٰبَٓاؤُ۬كُمُ الْاَقْدَمُونَ ﴿٧٦﴾ فَاِنَّهُمْ عَدُوٌّ ل۪ٓي اِلَّا رَبَّ الْعَالَم۪ينَۙ ﴿٧٧﴾ اَلَّذ۪ي خَلَقَن۪ي فَهُوَ يَهْد۪ينِۙ ﴿٧٨﴾ وَالَّذ۪ي هُوَ يُطْعِمُن۪ي وَيَسْق۪ينِۙ ﴿٧٩﴾ وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ ﴿٨٠﴾ وَالَّذ۪ي يُم۪يتُن۪ي ثُمَّ يُحْي۪ينِۙ ﴿٨١﴾ وَالَّذ۪ٓي اَطْمَعُ اَنْ يَغْفِرَ ل۪ي خَط۪ٓيـَٔت۪ي يَوْمَ الدّ۪ينِۜ ﴿٨٢﴾ رَبِّ هَبْ ل۪ي حُكْمًا وَاَلْحِقْن۪ي بِالصَّالِح۪ينَۙ ﴿٨٣﴾

Önceki Sonraki


logo