Furkan Sûresi
< 362 >
19. Cüz
Bu sebepledir ki, onlar seni zor durumda bırakmak için ne zaman bir misâl, biri soru getirecek olsalar, ona karşı biz mutlaka sana işin gerçeğini bildirmekte ve en güzel açıklamayı yapmaktayız. ﴾33﴿ Bütün bunlara rağmen, yüzüstü cehenneme sürülecek olanlar var ya; işte onlar inanç ve ahlâk bakımından en kötü durumda olan ve doğru yoldan en çok sapan kimselerdir. ﴾34﴿ Gerçek şu ki, biz Mûsâ’ya kitabı verdik, kardeşi Hârûn’u da beraberinde yardımcı kıldık. ﴾35﴿ Onlara: “Haydi, âyetlerimizi yalanlayan şu kavme gidin!” diye emrettik. Fakat peygamberleri yalanladıkları için sonunda onları bütünüyle yok ettik. ﴾36﴿ Nûh kavmine gelince, peygamberleri yalanlamaları yüzünden onları suda boğduk ve kendilerini insanlara bir ibret kıldık. Zâlimler için âhirette de elem verici bir azap hazırladık. ﴾37﴿ Âd’ı, Semûd’u, Ress halkını ve bunlar arasında daha nice nesilleri de inkârları sebebiyle helâk ettik. ﴾38﴿ Biz onların her birine öğüt alsınlar diye geçmiş milletlerden misâller getirmiştik. Fakat uyarılarımızı hiçe saymaları yüzünden hepsini şiddetli bir biçimde helâk ettik. ﴾39﴿ Doğrusu müşrikler, üzerlerine azap yağmuru yağdırılan o beldeye uğramışlardı. Peki, hiç orada olup bitenleri görmüyorlar mıydı? Hayır, hayır! Aslında onlar ölümden sonra dirilişe inanmıyorlardı. ﴾40﴿ Seni gördükleri zaman: “Allah’ın peygamber olarak gönderdiği kişi bu mu? Bula bula bunu mu buldu?” diye hep alaya alıyorlardı. ﴾41﴿ “Eğer ilâhlarımıza tapınmakta diretip sebât etmeseydik, neredeyse bizi onlardan koparıp uzaklaştıracaktı” diyorlardı. Ama onlar, azabı gördükleri zaman, yoldan bütünüyle sapanın kim olduğu­nu bilecekler! ﴾42﴿ Rasûlüm! Nefsinin kötü arzularını kendisine ilâh edinen kim­seyi gördün mü? Senin vazîfen sadece tebliğken, şimdi onun doğru yola gelip gelmemesinden sen mi sorumlu olacaksın? ﴾43﴿
سُورَةُ الْفُرْقَانِ
< ٣٦٢ >
الجزء١٩
وَلَا يَأْتُونَكَ بِمَثَلٍ اِلَّا جِئْنَاكَ بِالْحَقِّ وَاَحْسَنَ تَفْس۪يرًاۜ ﴿٣٣﴾ اَلَّذ۪ينَ يُحْشَرُونَ عَلٰى وُجُوهِهِمْ اِلٰى جَهَنَّمَۙ اُو۬لٰٓئِكَ شَرٌّ مَكَانًا وَاَضَلُّ سَب۪يلًا۟ ﴿٣٤﴾ وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَجَعَلْنَا مَعَهُٓ اَخَاهُ هٰرُونَ وَز۪يرًاۚ ﴿٣٥﴾ فَقُلْنَا اذْهَبَٓا اِلَى الْقَوْمِ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَاۜ فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْم۪يرًاۜ ﴿٣٦﴾ وَقَوْمَ نُوحٍ لَمَّا كَذَّبُوا الرُّسُلَ اَغْرَقْنَاهُمْ وَجَعَلْنَاهُمْ لِلنَّاسِ اٰيَةًۜ وَاَعْتَدْنَا لِلظَّالِم۪ينَ عَذَابًا اَل۪يمًاۚ ﴿٣٧﴾ وَعَادًا وَثَمُودَا۬ وَاَصْحَابَ الرَّسِّ وَقُرُونًا بَيْنَ ذٰلِكَ كَث۪يرًا ﴿٣٨﴾ وَكُلًّا ضَرَبْنَا لَهُ الْاَمْثَالَۘ وَكُلًّا تَبَّرْنَا تَتْب۪يرًا ﴿٣٩﴾ وَلَقَدْ اَتَوْا عَلَى الْقَرْيَةِ الَّت۪ٓي اُمْطِرَتْ مَطَرَ السَّوْءِۜ اَفَلَمْ يَكُونُوا يَرَوْنَهَاۚ بَلْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ نُشُورًا ﴿٤٠﴾ وَاِذَا رَاَوْكَ اِنْ يَتَّخِذُونَكَ اِلَّا هُزُوًاۜ اَهٰذَا الَّذ۪ي بَعَثَ اللّٰهُ رَسُولًا ﴿٤١﴾ اِنْ كَادَ لَيُضِلُّنَا عَنْ اٰلِهَتِنَا لَوْلَٓا اَنْ صَبَرْنَا عَلَيْهَاۜ وَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ح۪ينَ يَرَوْنَ الْعَذَابَ مَنْ اَضَلُّ سَب۪يلًا ﴿٤٢﴾ اَرَاَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ اِلٰهَهُ هَوٰيهُۜ اَفَاَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَك۪يلًاۙ ﴿٤٣﴾

Önceki Sonraki


logo