Hem sana (da'vânı ibtâl için) getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, (biz) sana hakkı(onun doğru cevâbını) ve açıklama cihetiyle daha güzelini getirmiş olmayalım.﴾33﴿O yüzleri üstü Cehenneme (sürülüp) toplanacak olanlar yok mu, işte onlar, yerce en kötü ve yolca en sapık olan(lar)dır.﴾34﴿Celâlim hakkı için, Mûsâ'ya Kitâb'ı verdik; kardeşi Hârûn'u da berâberinde yardımcı yaptık.﴾35﴿“Haydi! Âyetlerimizi yalanlayan o kavme gidin!” dedik. (Fakat onlar elçilerimizi yalanladılar.) Bunun üzerine onları tamâmen helâk ettik.﴾36﴿Nûh kavmini de (helâk ettik); peygamberleri yalanladıkları vakit, onları suda boğduk ve onları insanlar için bir ibret kıldık. Ve o zâlimler için (pek) elemli bir azab hazırladık!﴾37﴿Âd ve Semûd (kavimlerin)i, Ress halkını ve bunların arasında daha birçok nesilleri de (bu yüzden helâk ettik).﴾38﴿Her birine (îkaz edici) misâller getirdik. (Fakat dinlemedikleri için) hepsini tamâmen kırıp geçirdik.﴾39﴿(Ey Resûlüm!) And olsun ki (bu müşrikler), belâ yağmuruna (taşa) tutulan o şehreuğradılar. Peki onu (oradaki helâk alâmetlerini) görmüyorlar mıydı? Hayır! (Onlar) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.﴾40﴿Seni gördükleri zaman, seni ancak alaya alıyorlar da: “Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği?” (diyorlar).﴾41﴿“Eğer (onlara tapmakta) üzerlerine sebât etmeseydik, nerede ise bizi ilâhlarımızdan saptıracaktı!” (derler.) Fakat azâbı gördükleri zaman, yolca daha sapıkolanın kim olduğunu ileride bilecekler!﴾42﴿Hevâsını (nefsânî arzularını) kendisine ilâh edinen kimseyi gördün mü? O hâlde(vazîfen sâdece tebliğ iken) onun üzerine sen mi vekîl olacaksın?﴾43﴿