Hem (onlar) bilmiyorlar mı ki, şübhesiz Allah, neyi gizlerler ve neyi açıklarlarsa bilir. ﴾77﴿
Onlardan ümmî olanlar da vardır ki, Kitâb'ı (Tevrât'ı) bilmezler; ancak (reislerinden duydukları) boş temennîler(i bilirler) ve onlar ancak zanda bulunurlar. ﴾78﴿
Artık vay o kimselerin hâline ki, kitâbı elleriyle yazarlar da, sonra onu az bir fiyata satabilmek için: “Bu, Allah tarafındandır!” derler. İşte ellerinin yazdıkları yüzünden onların vay hâline! Kazanmakta olduklarından dolayı da vay onlara! ﴾79﴿
Hem: “Sayılı birkaç günden başka bize ateş aslâ dokunmayacaktır!” dediler. (Ey Resûlüm! Onlara) de ki: “(Buna dâir) Allah katından bir söz mü aldınız, ki Allah sözünden aslâ dönmez, yoksa Allah'a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?” ﴾80﴿
Hayır! Kim bir kötülük yapar ve günâhı kendisini kuşatır (da kâfir olarak ölür)se, işte onlar Cehennem ehlidirler! Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar. ﴾81﴿
Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, işte onlar Cennet ehlidirler. Onlar (da)orada ebedî olarak kalıcıdırlar. ﴾82﴿
Yine bir vakit İsrâiloğullarından: “Allah'dan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, ana-babaya, akrabâya, yetimlere ve yoksullara iyilik (edeceksiniz), insanlara da güzellikle söyleyin, namazı hakkıyla edâ edin ve zekâtı verin!” diye sağlam söz almıştık. Sonra sizden pek azı müstesnâ, (hepiniz o sözünüzden) döndünüz, zâten siz yüz çevirici kimselersiniz. ﴾83﴿