O gün mülk (ve bütün tasarruf), Allah'ındır. (Kullarının) aralarında (O) hüküm verir. Artık îmân edip sâlih ameller işleyenler, Naîm Cennetlerindedirler. ﴾56﴿
İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar ise, işte onlar için (pek) aşağılayıcı bir azab vardır. ﴾57﴿
Allah yolunda hicret edip, sonra öldürülenler veya ölenler ise, mutlaka Allah onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Muhakkak ki Allah, elbette rızık verenlerin en hayırlısıdır. ﴾58﴿
Hiç şübhesiz onları hoşnûd olacakları girilecek bir yere (Cennetine) koyacaktır. Muhakkak ki Allah, elbette Alîm (herşeyi bilen)dir, Halîm (azabda acele etmeyen)dir. ﴾59﴿
İşte böyle! Kim kendisine yapılan eziyetin misliyle (karşılık vererek) eziyette bulunur da sonra yine kendisine saldırılırsa, mutlaka Allah ona yardım edecektir. Şübhesiz ki Allah, gerçekten Afüvv (çok affedici)dir, Gafûr (çok bağışlayan)dır. ﴾60﴿
İşte böyle! Çünki Allah, geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katar; hiç şübhesiz Allah, Semî' (herşeyi işiten)dir, Basîr (herşeyi gören)dir. ﴾61﴿
İşte böyle! Çünki Allah, O Hakk olandır. O'ndan başka (kendisine) yalvarmaktaoldukları şeyler ise gerçekten bâtıldır; hiç şübhesiz Aliyy (pek yüce olan), Kebîr (pek büyük olan) ancak Allah'dır. ﴾62﴿
Görmedin mi ki, doğrusu Allah, gökten bir su indirdi de (böylece) yeryüzü yemyeşil oluyor. Muhakkak ki Allah, Latîf (çok ihsân eden)dir, Habîr (herşeyden haberdâr olan)dır. ﴾63﴿
Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nundur. Şübhesiz ki Ganî (hiçbir şeye ihtiyâcı olmayan), Hamîd (hamd edilmeye yegâne lâyık) olan elbette ancak Allah'dır. ﴾64﴿