Enbiyâ Sûresi
< 329 >
17. Cüz
İffetini korumuş olanı da (Meryem'i de zikret)! Ona (yarattığımız) rûhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu, âlemler için bir ibret kıldık. ﴾91﴿ İşte hiç şübhesiz bu sizin ümmetiniz (olan İslâm Milleti), tek bir ümmettir (tek bir dindir). Ben de sizin Rabbinizim; öyle ise bana kulluk edin! ﴾92﴿ Fakat (yahudilerle hristiyanlar, din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler! Hepsi (sonunda) ancak bize dönücüdürler. ﴾93﴿ Artık kim mü'min olarak sâlih amellerden işlerse, onun çalışması için nankörlük yoktur. Şübhe yok ki biz, onu yazanlarız. ﴾94﴿ Helâk ettiğimiz bir şehrin (halkının mahşer günü bize) dönmemeleri, şübhesiz ki mümkün değildir. ﴾95﴿ 96,97. Nihâyet Ye'cüc ve Me'cüc'ün (seddi) açıldığı ve onların her tepeden akın etmekte olduğu ve gerçek va'd (olan kıyâmet)in yaklaştığı zaman bir de bakarsın ki, inkâredenlerin gözleri (dehşetten) donuktur. “Eyvah bize! Hakikaten bundan gaflet içindeydik,(biz) bil'akis (nefsimize) zulmeden kimseler imişiz!” (derler). ﴾96﴿ 96,97. Nihâyet Ye'cüc ve Me'cüc'ün (seddi) açıldığı ve onların her tepeden akın etmekte olduğu ve gerçek va'd (olan kıyâmet)in yaklaştığı zaman bir de bakarsın ki, inkâredenlerin gözleri (dehşetten) donuktur. “Eyvah bize! Hakikaten bundan gaflet içindeydik,(biz) bil'akis (nefsimize) zulmeden kimseler imişiz!” (derler). ﴾97﴿ Muhakkak ki siz ve Allah'dan başka tapmakta olduklarınız, Cehennemin yakacağısınız! Siz oraya girecek olanlarsınız! ﴾98﴿ Eğer onlar birer ilâh olsaydı, oraya girmezlerdi. Hâlbuki (tapan ve tapılan) hepsiorada ebedî olarak kalıcıdırlar. ﴾99﴿ Onlar için orada inim inim inlemek vardır. Ve onlar orada (hiçbir şey)işitmezler. ﴾100﴿ Şübhesiz ki tarafımızdan kendilerine en güzel (saâdet) takdîr edilmiş olanlar var ya, işte onlar ondan (Cehennemden) uzaklaştırılmış kimselerdir. ﴾101﴿
سُورَةُ الْاَنْبِيَاءِ
< ٣٢٩ >
الجزء١٧
وَالَّت۪ٓي اَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا ف۪يهَا مِنْ رُوحِنَا وَجَعَلْنَاهَا وَابْنَهَٓا اٰيَةً لِلْعَالَم۪ينَ ﴿٩١﴾ اِنَّ هٰذِه۪ٓ اُمَّتُكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةًۘ وَاَنَا۬ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ ﴿٩٢﴾ وَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْۜ كُلٌّ اِلَيْنَا رَاجِعُونَ۟ ﴿٩٣﴾ فَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا كُفْرَانَ لِسَعْيِه۪ۚ وَاِنَّا لَهُ كَاتِبُونَ ﴿٩٤﴾ وَحَرَامٌ عَلٰى قَرْيَةٍ اَهْلَكْنَاهَٓا اَنَّهُمْ لَا يَرْجِعُونَ ﴿٩٥﴾ حَتّٰٓى اِذَا فُتِحَتْ يَأْجُوجُ وَمَأْجُوجُ وَهُمْ مِنْ كُلِّ حَدَبٍ يَنْسِلُونَ ﴿٩٦﴾ وَاقْتَرَبَ الْوَعْدُ الْحَقُّ فَاِذَا هِيَ شَاخِصَةٌ اَبْصَارُ الَّذ۪ينَ كَفَرُواۜ يَا وَيْلَنَا قَدْ كُنَّا ف۪ي غَفْلَةٍ مِنْ هٰذَا بَلْ كُنَّا ظَالِم۪ينَ ﴿٩٧﴾ اِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ حَصَبُ جَهَنَّمَۜ اَنْتُمْ لَهَا وَارِدُونَ ﴿٩٨﴾ لَوْ كَانَ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ اٰلِهَةً مَا وَرَدُوهَاۜ وَكُلٌّ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٩٩﴾ لَهُمْ ف۪يهَا زَف۪يرٌ وَهُمْ ف۪يهَا لَا يَسْمَعُونَ ﴿١٠٠﴾ اِنَّ الَّذ۪ينَ سَبَقَتْ لَهُمْ مِنَّا الْحُسْنٰٓىۙ اُو۬لٰٓئِكَ عَنْهَا مُبْعَدُونَۙ ﴿١٠١﴾

Önceki Sonraki


logo