Hâlbuki (halkı) zâlim olan nice şehirleri kırıp geçirdik; onlardan sonra da başka kavimler meydana getirdik. ﴾11﴿
Artık azâbımızı hissettikleri zaman, onlar oradan hemen hızlıca kaçıyorlardı. ﴾12﴿
“Kaçmayın, içinde şımartıldığınız şeye (ni'metlere) ve evlerinize dönün ki(başınıza gelenlerden) suâl olunasınız!” ﴾13﴿
(Onlar:) “Eyvah başımıza gelenlere! Gerçekten biz zâlim kimselermişiz!” dediler. ﴾14﴿
Artık biz onları, biçilmiş (ekin) ve sönmüş (ateşe dönen) kimseler hâline getirinceye kadar, duâları bu (feryâd) olmakta devâm etti. ﴾15﴿
Hâlbuki (biz), göğü, yeri ve bunların arasında bulunanları, oyuncular(ın işi, eğlencesi) olarak yaratmadık. ﴾16﴿
Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, onu kendi katımızdan edinirdik; (ama onu gerçekten) yapacak kimseler olsaydık! ﴾17﴿
Bil'akis hakkı, bâtılın üzerine atarız da onu parçalar; bir de bakarsın ki o (bâtıl)yok olmuştur. (Allah'a, yalan yanlış) isnâd etmekte olduğunuz vasıflardan dolayı vay sizin hâlinize! ﴾18﴿
Göklerde ve yerde kim varsa O'nun (kulu)dur. O'nun katında bulunan (melek)ler de O'na ibâdet etmekte kibirlenmezler ve yorulmazlar. ﴾19﴿
Gece gündüz usanmadan (O'nu) tesbîh ederler! ﴾20﴿
Yoksa (o müşrikler) yerden birtakım ilâhlar edindiler de, (ölüleri) onlar mı diriltecekler? ﴾21﴿
Eğer o ikisinde (yerde ve gökte) Allah'dan başka ilâhlar bulunsaydı, elbette o ikisi(ve onlarda görünen şu intizam) fesâda uğrardı (bozulup giderdi). Öyle ise, arşın Rabbi olan Allah, onların isnâd etmekte oldukları vasıflardan münezzehtir. ﴾22﴿
(O,) yapmakta olduğundan suâl olunmaz; onlar ise sorguya çekileceklerdir. ﴾23﴿
Yoksa ondan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: “Delîlinizi getirin! İşte benimle berâber olanların Kitâb'ı (Kur'ân) ve benden önceki (ümmet)lerin Kitâb'ı (olan Tevrât ve İncîl)!” Hayır! Onların çoğu hakkı bilmezler de (onun için, haktan) yüz çeviricilerdir. ﴾24﴿