Sana, buyurdu: «emrettiğim halde secde etmemene mani' ne oldu?» ben, dedi: ondan hayırlıyım, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın ﴾12﴿
Hemen, buyurdu: in oradan ne haddine ki orada tekebbür edesin, haydi çık, çünkü sen alçaklardansın ﴾13﴿
Bana, dedi: ba'solunacakları güne kadar mühlet ver ﴾14﴿
buyurdu ki: hâydi mühlet verilenlerdensin ﴾15﴿
Öyle ise dedi beni azdırmana karşılık yemin ederim ki ben de onları saptırmak için her halde senin doğru yoluna oturacağım, ﴾16﴿
sonra onlara önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım, sen de çoğunu şükredici bulmıyacaksın ﴾17﴿
Çık oradan mezmûm, matrûd olarak buyurdu: kasem ederim ki onlardan her kim sana uyarsa kat'ıyyen ve katıbeten sizin mecmuunuzdan Cehennemi doldururum ﴾18﴿
Veya Âdem, mesken et o Cenneti sen zevcenle de ikiniz dilediğiniz yerden yeyin ve şu ağaca yaklaşıb da zâlimlerden olmayın ﴾19﴿
Derken Şeytan bunlara kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi, ve sizi rabbınız başka bir şey için değil, sırf Melek olacağınız yâhud ebediyyen kalanlardan olacağınız için bu ağaçtan nehyetti dedi ﴾20﴿
Ve her halde ben sizin hayrınızı istiyenlerdenim diye ikisine de yemin etti ﴾21﴿
Bu suretle kandırarak ikisini de sarktırdı, onun üzerine vakta ki o ağacı tattılar, ikisine de çirkin yerleri açılıverdi ve başladılar Cennet yapraklarından üzerlerine üst üste yamayorlardı, rabları da kendilerine nida etti: ben sizi bu ağaçtan nehyetmedim mi? Ve size haberiniz olsun bu Şeytan açık bir düşmandır size demedim mi? ﴾22﴿