O gün herkes hayır olarak ne işlemiş, kötülük olarak ne yapmışsa hepsini önünde bulur. Ve ister ki, yaptığı kötülükler kendisinden çok uzaklarda olsun. Allah, kendisinden gelecek bir azaptan sizi sakındırıyor. Zira Allah kullarına pek şefkatlidir. ﴾30﴿
De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. ﴾31﴿
De ki: Allah'a ve Peygambere itaat edin. Yüz çevirecek olurlarsa, bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez. ﴾32﴿
Allah Âdem'i, Nuh'u, İbrahim'in ailesini ve İmrân ailesini âlemlere seçkin kıldı. ﴾33﴿
Onlar birbirinden gelen tek bir soy idi. Allah ise herşeyi işiten, herşeyi bilendir. ﴾34﴿
Hani, İmrân'ın hanımı, “Yâ Rabbi,” demişti, “karnımdakini Senin hizmetine adadım; kabul et. Sen herşeyi işiten, herşeyi bilensin.” ﴾35﴿
Onu doğurunca da, “Rabbim, ben kız doğurdum!” dedi—ki Allah onun ne doğurduğunu elbette biliyordu—“Halbuki erkek, kız gibi olmaz. Onun adını Meryem koydum; onu ve neslini kovulmuş şeytanın şerrinden koruman için Sana sığındım.” ﴾36﴿
Rabbi onun duasını güzel bir şekilde kabul etti ve Meryem'i güzel bir çiçek gibi yetiştirdi; onu Zekeriya'nın himayesine verdi. Zekeriya ne zaman mihraba girecek olsa, onun yanında yiyecek bulurdu. “Meryem, bunlar nereden geldi?” diye sorar, Meryem de “Allah katından” diye cevap verirdi. Gerçekten de Allah dilediğini hesapsız şekilde rızıklandırır. ﴾37﴿