Namazlara devâm ediniz, bilhassa orta namaza! Hem gönülden bağlı kimseler olarak Allah'ın huzûruna durun! ﴾238﴿
Fakat (düşmandan) korkarsanız, o takdirde yaya olarak veya binek üzerinde(namaz kılın)! Emîn olduğunuz zaman ise, artık bilmiyor olduğunuz şeyleri size öğrettiği gibi(namazı nasıl kılmanızı ta'lîm etti ise, öylece) Allah'ı zikredin (namazınızı kılın)! ﴾239﴿
Ve sizden vefât edip de geride zevceler bırakacak (durumda) olanlar var ya,(onlara) zevceleri için (evden) çıkarılmadan, bir yıl müddetince faydalanmayı vasiyet etme(borcu) vardır. Fakat (kendiliklerinden) çıkarlarsa, kendileri hakkında örfe uygun olarak yaptıklarında artık size bir günah yoktur. Allah ise, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır. ﴾240﴿
Boşanmış kadınlara örfe uygun bir şekilde faydalanma (nafaka hakkı) vardır.(Bu,) takvâ sâhibleri üzerine bir borçtur. ﴾241﴿
Allah size âyetlerini böyle iyice açıklar ki akıl erdiresiniz. ﴾242﴿
Kendileri binlerce oldukları hâlde, ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi? Bunun üzerine Allah onlara: “Ölün!” (diye) buyurdu, sonra da onları diriltti. Şübhesiz ki Allah, insanlara karşı gerçekten büyük ihsan sâhibidir, fakat insanların çoğu şükretmezler. ﴾243﴿
O hâlde Allah yolunda savaşın ve bilin ki şübhesiz Allah, Semî' (hakkıyla işiten)dir, Alîm (hakkıyla bilen)dir. ﴾244﴿
Kimdir şu kimse ki, Allah'a güzel bir borç versin de (Allah) onu kendisine kat kat fazlasıyla artırsın! Çünki Allah, (rızkı dilediğine) daraltır ve (dilediğine) genişletir. Hem(sonunda) O'na döndürüleceksiniz. ﴾245﴿