Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, o Peygamber’i öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir gürûh, gerçeği bile bile gizlerler. ﴾146﴿
Rasûlüm! Bu konuda gerçek sana Rabbinden gelmiştir. O halde sakın şüphe edenlerden olma! ﴾147﴿
Her milletin yöneldiği bir kıblesi vardır. Siz hep hayırlı işler yapmada birbirinizle yarışın! Nerede olursanız olun, Allah hepinizi huzurunda bir araya getirecektir. Çünkü Allah’ın her şeye gücü yeter. ﴾148﴿
Her nereden yolculuğa çıkarsan çık, namaz kılarken yüzünü Mescid-i Harâm’a doğru çevir. Bu emir, Rabbinden gelen gerçek bir emirdir. Allah, yaptıklarınızdan asla habersiz değildir. ﴾149﴿
Her nereden yolculuğa çıkarsan çık, namaz kılarken yüzünü Mescid-i Harâm’a doğru çevir. Ey mü’minler! Siz de nerede bulunursanız yüzünüzü o yöne çevirin. Öyle ki, insanlardan zulmedenler dışında hiç kimse sizin aleyhinizde bir delil bulamasın. Artık siz de onlardan korkmayın, benden korkun! Böylece hem size olan nimetimi tamamlayayım, hem de siz doğru yolu bulasınız. ﴾150﴿
Nitekim size içinizden bir peygamber gönderdik. O, size âyetlerimizi okuyor, sizi günahlardan temizliyor, size kitap ve hikmeti öğretiyor; yine size daha önce bilmediklerinizi öğretiyor. ﴾151﴿
O halde siz beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin ve sakın nimetlerime nankörlük etmeyin. ﴾152﴿
Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyin! Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir. ﴾153﴿