A'râf Sûresi
< 170 >
9. Cüz
Biz onları on iki kabileye ayırdık. Musa'ya da, kavmi ondan su istediğinde, “Asânı taşa vur” diye vahyettik. Taştan on iki pınar fışkırdı; her kabile su alacağı yeri biliyordu. Onları bulutlarla da gölgeledik; bir de üzerlerine kudret helvası ile bıldırcın indirdik. “Size verdiğimiz temiz rızıklardan yiyin” dedik. Aslında onlar Bize zulmetmiş olmadılar; ancak kendilerine zulmedip duruyorlardı. ﴾160﴿ Bir de “Şu beldede yerleşin ve orada dilediğiniz yerde yiyip için,” dedik. “Yalnız, 'Hıtta' deyip kapıdan secde ederek girin ki hatâlarınızı bağışlayalım. İyilik yapanları ise, ziyadesiyle ödüllendireceğiz.” ﴾161﴿ Onlardan zulmedenler, kendilerine söylenen sözü başka bir sözle değiştirdiler. Biz de zalimlikleri yüzünden onların üzerine gökten pek fena bir azap indirdik. ﴾162﴿ Onlara deniz kenarındaki beldeyi sor ki, onlar Cumartesi yasağını çiğniyorlardı. O zaman onlara, avlanmalarının yasak olduğu Cumartesi günleri balıklar akın akın geliyor, yasak olmayan günlerde ise gelmiyorlardı. Yoldan çıkmaktaki ısrarları yüzünden onları Biz böyle imtihan ediyorduk. ﴾163﴿
سُورَةُ الْاَعْرَافِ
< ١٧٠ >
الجزء٩
وَقَطَّعْنَاهُمُ اثْنَتَيْ عَشْرَةَ اَسْبَاطًا اُمَمًاۜ وَاَوْحَيْنَٓا اِلٰى مُوسٰٓى اِذِ اسْتَسْقٰيهُ قَوْمُهُٓ اَنِ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَۚ فَانْبَجَسَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًاۜ قَدْ عَلِمَ كُلُّ اُنَاسٍ مَشْرَبَهُمْۜ وَظَلَّلْنَا عَلَيْهِمُ الْغَمَامَ وَاَنْزَلْنَا عَلَيْهِمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوٰىۜ كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْۜ وَمَا ظَلَمُونَا وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ ﴿١٦٠﴾ وَاِذْ ق۪يلَ لَهُمُ اسْكُنُوا هٰذِهِ الْقَرْيَةَ وَكُلُوا مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ وَقُولُوا حِطَّةٌ وَادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدًا نَغْفِرْ لَكُمْ خَط۪ٓيـَٔاتِكُمْۜ سَنَز۪يدُ الْمُحْسِن۪ينَ ﴿١٦١﴾ فَبَدَّلَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا مِنْهُمْ قَوْلًا غَيْرَ الَّذ۪ي ق۪يلَ لَهُمْ فَاَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِجْزًا مِنَ السَّمَٓاءِ بِمَا كَانُوا يَظْلِمُونَ۟ ﴿١٦٢﴾ وَسْـَٔلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّت۪ي كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِۢ اِذْ يَعْدُونَ فِي السَّبْتِ اِذْ تَأْت۪يهِمْ ح۪يتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعًا وَيَوْمَ لَا يَسْبِتُونَۙ لَا تَأْت۪يهِمْۚ كَذٰلِكَ نَبْلُوهُمْ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ ﴿١٦٣﴾

Önceki Sonraki


logo